kelebek öpücüklerkasımpatı yapraklarını çiğner topuklarım ezilmiş düşüncelerin sancılı kıvrımlarında yankılanır kendi sesim yusuf kuyusu karası bir gece kuzguni bir düş eteklerimde aşkı unuttum müsaade etmez aşka istanbul öteler yıldızları gül kurusu ay havada kelebek öpücüklerini muştulasa da tütsüler sığmaz aşk döşeğine ayaklarım kem gözlü medusa alsa da içimdeki dervişleri ey pirinç şarabının sahibi yükseleceğim kadar bir menzil ver ver ki olanca maviye karışsın kırçıl kuşlarım her biri leş olmadan ucunda ayaklarımın gönül gençyılmaz |