bir yıldız kaydı
çocukluğunu unutan çocuk
buluttan yaptığı kartopunu fırlattı geçmişine ısıttı nefesiyle buz kesen ellerini bir parça ıslak gazete kağıdını attı teneke kutuya kağıdın dumanıyla çiçek çizdi serçe parmağıyla daha bir sokuldu ateşe gözbebekleri oynaştı hava karanlık ve ayazdı göğü temizliyordu yıldızlar uzaktan bir ıslık sesi yürüyordu korkunun gölgesinde bir köyü vardı hani ıssız olanlardan bozkırdı toprağı çok yürekleri küskün bir gün ansızın terk edip göç etmişlerdi İstanbul’a ki istanbul dünyaydı gönüllerinde yoktu eşi benzeri sımsıcak ekmekti uçuştu sağa sola cüce alevler aslında öyküler birdi değişse de kahramanlar bir yıldız kaydı gülümsedi çocukluğunu unutan çocuk kocaman bir uçurtma diledi şöyle üstüne binip alarak arkasına rüzgarı süzülmek istedi köyüne içi titredi yanaklarını yıkamaya başladı gözsuları öksüz başı asılı kaldı göğe bir köpek usulca sokuldu yanına kör bir sokak lambası inliyordu sanki bana gözlerimi verin bana gözlerimi verin gönül gençyılmaz |
Bir yıldız görebiliyor olman güzel..
Bu şehri yıldızlarda terketti..