Şimdi Sen Yoksun Ya
Şimdi sen yoksun ya sevgilim
Peşin sıra kan gövdeyi götürüyor gönlümde Ve bir yıkıntı bırakıyor ömrümde. Oysa ne kadar değerlidir ellerin göğsümde. Keşke bir daha vursaydım kuşları yahut turnaları Gözünden Yoksulluk alıyor sonra odamı, kokusu ağır mı ağır Biliyorsun ve Sayın Tanrı’da biliyor Başından arta kalan vücudun vardı Gözlerimde Ki dokunsam yanacağım asırlar boyu, biliyorsun. Şimdi sen yoksun ya sevgilim, Sözlerin giriyor yürürlülüğe Ardında kalmış söz kırıntıların. Ve nasıl oluyor da ömrümde kuşlara yem oluyor Sözlerin yahut gözlerin Bilemiyorum. Bıraksan, gideceğim elbet. Biliyorsun ve Sayın Tanrı’da biliyor. Vücudundan ve başından arta kalan kalbin vardı Göğsünde Ki sevsem ağlayacağım, biliyorum. Şimdi sen yoksun ya sevgilim Meşruydun toplumlarımda oysa Adı bir sır gibi saklanan bir sen bıraktın ardında Ve meşruluğun yerini muallak anılara bıraktığı toplumda Ben sana iki kez sarılmıştım, üç hüzünlü Kadıköy Rıhtım da Ve gözlerine, sözlerine hatta göğsüne Biliyorsun ve Sayın Tanrı’da biliyor. Toplumdan ve dayatmadan arta kalan bir sen vardın Dilimde Ki gitsem, uykularımda sayıklayacağım, biliyorum. Şimdi sen yoksun ya sevgilim Programlarım, randevularım, tarihim hatta saatim Seninle başlar seninle biter seferim Biliyorsun ve Sayın Tanrı’da biliyor Mabedim yıkık, Kalbimde Ne etsem, ağlasam yahut gülsem Ki bilmiyorum ne yapacağımı, biliyorsun. |