AĞU.....size baktım ip uçlarına akkor düşürdüğünüz kelamlarınızdan ’al ve kendine dön’ diyordunuz kısaca size tâbi değilim beylik bir düzeni tekmeleyecek kadar gücüm var çok acıkmış ve alabildiğine susamışım aşığım aslında kırmızıya ama ’a’sı yok nice kıyımlar gördü bu yürek turkuaza boyandı ergenlik çağım şiirin yeşilinde tutuştu maviler yaşarken ölenlerin acısında yıkadım gözlerimi doru taylar gibi savruldu düşlerim ellerim dillerim ve gülüşlerim her şeyi önüne katarak öğütse de zaman denen kabus tehdit edildiğim bu ağu durmaksızın sürgünler veren direnç kaplı visallere ilk inananlardanım yüreği yetmeyen çobanlar ne anlar beni içimdeki harlanmış dağı eliflenen gülleri sütleğenleri ’a’ tipi bir ceza evi var içimde kuyulara tutsak ederim de karıncalar bölüşür sizi tüm kalemlerde olsanız neye yarar ki gül içinde gülünüz yoksa dünyanızda nilüferler açmıyorsa ekmekle kavganız su ile havanız karışmışsa ucuza mal ettiğim aşiyan bir mezarlıktan farksızsınız siz dilbaz kalem satıcıları sizi... |
yolda düşlerini düşürünce
nehirden mavi bir akıntı
usulca
yüreği yıkamış
tebriklerimle şair