HİKAYEDEN TIRIŞKA
İklimlere sığmayan dar zamanların ahvali bu
canı burnunda sancıların utancından griye ant içtiği anlar Reddetmek gerekir kimi zaman bazı şeyleri Kızılay meydanını mesela tıka basa kalabalık hiç olmadı buralar adım başı gölgesine rastladıklarım aslında yoklar aklıma estikçe uydurduklarım avuntu her köşede umuda benzeyen bir göz yok muhallebiciler de tatlı bakmıyor artık Rüştü ispatlanmamış kıran kırana bir iç çekiş doğru yanlış kol kola kurtla kuzu arkadaş varla yok arasında gidip geliyor keşmekeş Yeni doğanların sehpası hazır ilk günden ipi çekmek an meselesi nedeni; erken gebelik Kaç neşter yedim solumdan bilseniz kaç çizik var yüzümde her güne bir imza düştüğüm Nasıl bir ağu bu nirvalardan uzak ihtimaller alem ötesinde sınırı geçmek yasak çok zamandır Nasıl bir ağrı tene değdikçe sızlayan Ve nasıl bir ağıt ki dile düşüremediğim ana/kara’yı ağlatan hakikatten ar etmek de yeni trendymiz Sürekli bir afyon kokusu zil çalan mideler aymazlıkta dibi tutmuş kazanların yönleri okunmuyor Kuzey’ler daha sıcak Güney’ler buz kesiyor epeydir Yolları bozuk bu köyün emanet kapı tokmağı paslı bir kilit el elde baş başta dönüş yok bu hikayeden.... |
kutladım.