Kahkahası Buruk Bulanık Sesli
kedere benzer kırıklar olur da içimde
yağmura saklandığımız o deniz kıyısında köpüklü sular taşar gözlerimden özlemiyle tutuştuğumuz yaprakları yastığımıza bulaşmış ikindide... hayatın tadı buymuş demek gelişi güzelce ömre kondurulmuş bir dinlencede suskun güvercinlere öykünür gibi öpüşler kondurmak bulutlu düşlere sonlara alışmakmış soluksuz sanki sokaksız bir yaz eğlencesi... sırrı kalmadı ömrün ortasında tüm günlerin insanca çırılçıplak döküldü orta yere yalnızlık ama hepimize en yakın hiçbirimizi gözünden kaçırmayan bu kahkahası buruk bulanık sesli simsiyah bir kan denizi aslı içimizde saklı o narin öykücük yazık yazık ki yalnızlıklarımız farklı... köprüleri yıkılır bakışların gün başlangıçlarının uzun havalı konuşmaları artar iç yılkılarıyla avunur kan kırmızısı tatlarımızın dağın yamacındaki gülüşe hep gurbetiz kavuşmaların kır kokulu şefkatine yazık yazık ki yalnızlıklarımız farklı ama nedense hep aynı aynı ayrılıklarımız... kağan işçen... |