Bir bilsen susmayı bilmez çocuklar Bazlamaya ana avrat dalarlar üç bilinmeyenli bir ideolojiydi hayat Tarla azz, öküz naçar, sürecek adam yok Sabahı mahmur ilkokulda sınıftan atılırdı çocuklarım
şehre yağmur yağardı Papatyalar kapatırdı yüzlerini bize
Çok bilinmeyenli bir denklemdi hayat ulu yıldız ! kendilerine ışık saçtığın çocuklarım okula tabancayla giderdik Oysa kimseye tokat vurmuşluğum yoktur benim Çünkü düşman dost görünüşlü fukaralıktı
arzulanan değil arzulamanın kendisine aşıktı çocuklarım babasının küfünü gizlediği oğlunda sinirliydi evlatlarım aslında bizim derdimizde yoktu yanlızca dağı ovayı bırakıp ki hayvancılıkla geçinen atalarım zengin insanlardı, yayla evini çarşamba’ya, kısla evini Erzuruma kurardı mağrur Cabbar dedem . Ne zaman ki tarlaya mecbur, yani meşru olduk ekin öküz derdi çıktı. Çiftçiliği bilmezdik. Göçebeydik, ben deyim Özgür insanlar sen de çingene.
şehre yağmur yağardı Bir uzaktan izlerdik Bizim Harun vardı, köyden orta okula gitmişim ablama, ayaklarımı kaldırımlara sürükleye sürükleye, bana dedi ki “yokarı değil, yukarı! Diyeceksin, ayaklarını sürükleme bi de..” iyi insandır, ispanyolca, arapça, almanca, ingilizce bilir, Erzurumda felsefe okumuştur, Mürsel eniştenin oğludur. Sözüm insan sözüdür, iyi insandır.
şehre yağmur yağardı utanırdı çocuklarım yaşamın taşkın, ahlak dışı ile varoluşan dekadan, umarsız bulantısı arasında sıkışıp kalmış her cümlenin arkasında mantıksal çıkarımlar değil kendi yaşamı olan şimdi bir tanrı dansedip geçiyor içimden..
şehre yağmur yağardı yükseldikce uçma bilmeyenlere daha küçük görünen tanrıları insan senin kaybettigini kaybetse bir yerlerde duramaz bir daha azdıklarında dayanılmaz bir kan kokusu kusar çocuklarım
yaşam, yüksek anlamlılık yüklü erdemdir biricik anlardan ve onların gölge görüntülerinin çevremizde gezindiği sayısız bekalardan oluşur. bekliyorum, neyi bekliyorum ki, neye acıktım? bulutların tahtı çok yakın diyorum
kemiriyorsun etimi devlet helal olsun insanlığın aç gezdiklerime say ömür bir arpa boyu çocuklarımı öldürdüğüne say ak sütü emeklerinden inciden gerdanın olsun çokları pek geç, bazıları erken ölürler, tabii vaktinde yaşamayanlar nasıl vaktinde ölebilir?
ölüm henüz bir bayram sayılmıyor. oysa daha en güzel bayramölümdür. "kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız.
karşı tarafta düşman bu yanda masada hesap fukarası çocuklarım savaşırlar bu yüzden bir hesap yüzünden ki bu hesap onları aşar
şehre yağmur yağar Biz cemreyi severdik, suyu toprağı, ayranı, içtiğimiz suya müteşekkiriz
şehre yağmur yağardı Bizim içimizden gam giderdi Çünkü çeliğe su dökersen eğer Hele birde kızgınsa ve kıblede kırmızıya sevdalıysa Belki anlayabilirsin
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
şehre yağmur yagardı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
şehre yağmur yagardı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.