Bilmeden yapılan hata yanlışlıktır, bilerek yapılan hata ise ihanettir. b. brecht
Zele
Zele

çığlık

Yorum

çığlık

( 3 kişi )

2

Yorum

4

Beğeni

5,0

Puan

1313

Okunma

çığlık

çığlık



Oturmuş yere adam
Dizlerinin üstünde
Dünyaya bakıyor ;
beyaz yonca çiçekleri
kırmızı kiremitli çatıları
gri gökyüzünün bir parçasını görüyor
dünyayı görmüyor
kendi tek başına bir dünya adam


yaz bitince diğer renkler geliyorlar:
Gökyüzü soluk mavi, bir avuç mor yıldız
Loş kaldırımları yıkayan yağmurlar
Solan aynı ülkeler değil yanlızca eski bir zaman
Yolculuğa davet ediyor seni ;
Kuzeyin güneş görmemiş çam ormanları
Hareretle büyüyen kardelenler
Ve henüz ışık görmemiş papatyalar
Uzaktan geçen yazlar için
Gizemli yazı kutsal toprakların teni

Yazmak bir pazar günü ki Tanrılar dinlenmede
Bir sonbahar öğleden sonrası yada
Yarım ağızlı bir hikaye
Oysa kimsecikler yok ortada hatta kalemi tutan bile
Yanlızca metalin kağıdı örselediğini duyuyoruz :
ve bir karınca ordusu hummalı bir uğraşta
tekil seriliyor masaya
Yemekler
Sadece bir top beyaz kağıt kollektif


Zaman neki ?
kağıt yiyorsan eğer
siliniyor ağızlar
kapanıyor pencere
saymak için havayı
ve bir yansıma yükseliyor
karşı apartmanda bir gövde
bir «kimseden» sana
yüzüne karşı

bir kuzgun, sıcak buluyor gübreyi ve gülümsüyor
bir tavşan leş kemiriyor
Ve şu domuz, çığlık çığlığa başka bir domuzu parçalıyor
Ve sürekli kusuyor ölmekte olan adam
Kuşlar yakerken zafer çığlıklarıyla bir ormanı
Güçlü yangın gecede kırılıyor önce
Kanun dışı bir adam aşk sarhoşu ;
Ayaklarının altında karınca ölüleri


Diyordun ki :
Eğer gidersem uzağa giderim
Ve pişman olmam asla.
Odalar karmakarışık kelimelerle dolu : özlem, yüklem ve virgül
Diz üstü
Ve şakaklarında kaybolan manzaralar



deniz üzerinde görünmez bir güneş,
güller
sazlıkta
zorlu bir rüzgar
demir gibi soğuklar
ve bir uçurumun kenarına yuva yapıyor güvercinler
denizi görmek için olmalı

sessizce yalan söylüyorlar
Bir türkü vedanın sonuna götürüyor seni ;
Sarar sarar dinlersin
Ne zaman öldü gülümseyen yüzler
Kadifeden kelimelerle çağrılanlar
şu korku ve fısıltı değirmeni gibiydik
Ezilmiş sonsuzca hafızası çiçeğin
En iyisi susarak özlemek ama
Aniden ortalıkta beliriyor hıçkırıklar



Aşıkların dili konuşmaktan hoşlanmaz, bazen dokunsalarda birbirlerine
Aslında hiç bir şey bağlayamaz bir insanı diğerine ; çünkü taşlar ne kadar pahalı olursa olsun, bir ipliktir onları tutan !
ve etin hazırdır kırmaya zincirlerini hep
Karşılaşmak veda sürecine hazırlık aşamaşıdır
Ellerinin ucu sarılırken gözlerin uzaklaşmaya başlar ordan çünkü
Göz etmek, kayıp bir bakıştır artık
Sevme durağı : baska bir yolcu gelene kadardır
Çünkü doğmak, ölmeye başlamaktır

Kalın ipek hardal sarısı altın ve mineral bir şafak
Acele şeyler söylüyorlar
Bir çizgi, bir karakter, kusursuz kanatları
dorsal ve korku, çeker içine her şeyi
katlamadan, kesmeden :
karşıki evde düğün, sizin evde cenaze
böyle gelir-gider dünya !

bir seyler uyanıyor benden
bir çöl tepeleriyle dışarda
bağ bozumu başladı
Unutkanlık bir nefeste
Çocukların kaydıraçları
Akasyalara kadar
Aniden ovalar silinir birden

Elleriyle geçerken kadın istemsiz dökülür yanakların
Seslerine kanatlarının
Albatros tuzlu ipekten terli elbiseler örüyor
Saplantı ki akşam noktasına ihtirasın
Dalları tıraş ederken köpüğü rüzgarın
Çiy kırlangıçlar gibi kurtların dudakları mayhoş ;
Kış




Sokaktan politik sığınma talep etmek gerekli
Evlerin tersine
Kırağı üzerimde




Alevi bir cümlenin yada gölgesi suda
Mavi yada kahverengi renk değiştirebilmede
Arzuyla uyanıyor gözlerimiz
Gizimli biri şaşırttıyorsada yeniden
Acıyla yumuluyor gözlerimiz


Posta görevlisinin karısının fırtınada gözleri
Ve postacının yorgun omuzları kendisinden önce giriyor eve
Kadının gözleri harman yeri buğday ve mısır
Ev soğuk, üşüyor
Çünkü arzu diktasını tanımıyor henüz adam


Bütün merdivenlerden indikten sonra
Karanlık bodrumdan yüz metre daha aşağıda
Kör, sağır yeniden ve ham kelimelerle
Eğiliyorum sessizliğine bir hasat yerinin



Karaağaçlar kahkaha ile gülmede
Gözleri mumlu hastalar,
güneşte oturuyor.
Adam olmanın derecesi
Taşların üzerine tuz koyabilmekte



Manzara bir yanıt, yada bir buluşma
Örtüşen sesler
yürümede
sinek ve eşekarısıyla beraber (uzun fil kadar bacakları) Ve aniden yeni bir renk.



Kalbini düşünmeye mani olamıyorsun ki
Başka birinin göğsünde
ihanet ettiğin zonklayan bir hafıza
yanlızca onu duyuyor
sakinliğinde sessiz mahallelerin


Neyse ki, aşk doğal bir afet
Parmağın sıcaklığı kılın üzerinde
Rengin başka bir numarası
Çok güzel ve çok sessiz olmak
Rakkas kırıyor dizlerini
Dogrulmak yeniden mümkün olsun diye



Toprak kokmaya başlayınca
Ve ölüm ulaşır çok yakında
Mükemmel havalar ve acılar
Aynı akışkanlıkta

Asla
Hiç bir savaşçı
esir alınır değil
yanlızca gevşersin yorgunlukta
yada kamaşır gözlerin parıltıyı tekrar inşaa etmek için




belleğimde sesler var
asla duyamadığım
çığlık yoğunluğunda
deliyor geçmişini tarihin












Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Çığlık Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Çığlık şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
çığlık şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Tara Zebu
Tara Zebu, @tarazebu
1.9.2012 23:42:21
5 puan verdi
Esere

saygımla tara
deniz-ce
deniz-ce, @deniz-ce
1.9.2012 21:25:40
5 puan verdi
sarmal gel-gitler yaşıyor ruhum
biliyorum
geçti geçecek geçmişe özlemi tenimin
bir terslik var adına yaşamak dediğimiz şeyde
bir terslik var sahnede
en güzel filmler perdeler çekilince oynanıyor
en sevdiğimiz oyuncuların yüzü hep karanlıkta
bir terslik var diyorum kimse duymuyor
güneşin doğması nasıl da olağan geliyor size
güneş yanıklarınıza sürdüğünüz kremleri icad edenlere
bir teşekkür bile etmeden sızlanıyorsunuz habire verdiğiniz paraya
toprağa sorun isterseniz
en eski alışkanlığımız ne?
bir gün çiçek olacağım belki bir mezar üstünde
bir gün yeniden doğacağım başka bir kimlikle
bir gün...
bin gün...
milyon kere doğacağım
milyon kez ölmemin üstüne.








deniz-ce tarafından 9/1/2012 9:34:33 PM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL