bu limandan sakince çekip gitmeli artık çok uzun süredir çağıran seslere doğru şehir, hava kirliliği, trafik ve faturalardan uzak ardımızdan Sessizce günler batmış olacak karanlık vadiyi terkettiğinde yada anılarının rustik çatısı bahçelerden uzakta bir yay gibi gerilerek ilham perisi, isteksizce sürgünde Uzaklaşıyor üzgünce seçmiş oldugu günde ovalara koşamayacağız artık, sabahın ilk ışıklarında
belli belirsiz adımların şaşırırsada şiirsel rüyalarımızda güneşi bir daha göremeyecegiz mesela torosların tepesinden yaldızlı altın başını hayatın atası gibi rüyaya daldırıyordu doğayı ilk dokunuş, ilk uyanış, ilk flaşta
mesela gölgeni koklayamayacağım artık onuru ormanların ; yaşlı çamları, sırlarımızı duyamayacaklar bir daha Bu nemli, karanlık mağarada daha fazla masraf edemeyecegiz ve akşam, rustik tapınakta melankolik ezan çağırdığında nefes alanlar ve almayanlarla kıyama duracağız basit bir taş üzerinde son virajda
Biri rustik türbeyi örtüyor sanki Elveda, anıların bahçeleri mavi göl, yaban kayalar, gür ormanlar sessizce dem vuruluyor mutlu ve bilgece; -“ölüyü nasıl bilirdiniz?”, -“ben bilmem kocam bilir” diyecek hali yokya - bira içerdi diye düşünürken “iyi bilirdik” diyor riyakarca en büyük aşklar kavgaylayla başlasada, kan düşmanlığıdır/kardeşliği bütün çocuklar/ihtiraslar çünkü karşıki apartmanda doğanlar var
Zaten kaçaktı teknem derelerin yanıltıcı nefesinde uzaklaşıyor üzüntülü kıyıdan koruyucu tanrılara sunuluyorsun sonra
yada karşılıyorsun fırtınaları Muhtemelen yeni alaboraları cılız düğümleri ayrılmış olsada hayatın baharı henüz, Hangi kayada, hangi kıyıda zaten yenilmeyecekmiyiz Ama inatçı işte hayat şikayet ! şikayet! Neden zorlansın kader hemen yolun ortasında geriyemi bakmak lazım Dudaklarımın yeni tatmaya vardığı hayatın kehribar tadını benden uzaga fırlattım
Ama acımasız durak geride ayakların sınırı geçtiğinde kariyerimizin üçte ikisi, bir ömrün ağırlığı altında saçların ağardığında ki mecburen döneceksin tanrıların yanlızlığına ortak olmak için gökyüzüyle dostu olduğun yerde Bazı çekilmeler derinde dik ağaçlar altında göreceksin gölgelerin bile aktığını kurşuni bir yanlızlığa yoğun günlerimizin ardında korkusuz ve umutsuzca fırtınalı varlığımızda hatıraların anımsattıgı Bakalımmı geriye ? ölçeriz çapını gidilesi yolların -oysa Tanrı tekme attığında arı kovanına -Göremeyecek bir daha eşşekler gibi tepiştiğimizi
seksenlik pilot gibi ıssız bir kaya tepesinde sessizce gün batımında uzaklarda dalgın bakışları dolaşır Ve artar baygınlığı Bir zamanlar dolaştığın denizin
Toprak düğün olur Gelinlik olup gelirse eğer; Ölüm ne güzel bayram olur.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Elveda şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Elveda şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
sessizce dem vuruluyor mutlu ve bilgece; -“ölüyü nasıl bilirdiniz?”, -“ben bilmem kocam bilir” diyecek hali yokya - bira içerdi diye düşünürken “iyi bilirdik” diyor riyakarca en büyük aşklar kavgaylayla başlasada, kan düşmanlığıdır/kardeşliği bütün çocuklar/ihtiraslar çünkü karşıki apartmanda doğanlar var
yukarıdaki bölüm çok iyiydi. tebrikler-, selamlar.
unutmak farz.
Her limandan eksilerek biraz,
biraz artarak yoksunluklarımızda, gitmeler düşer yolumuza.
Bir yerlerde bitmek gerekir,
başka bir yerde başlamak adına,
taşmak gerekir bazılarından, ömrün;
birikmek için diğer kadehlerinde :)
Ölüm, akları giyinse gelse bile
ilk adımda
gelinliklerin de etekleri kirlenir şair.
Kaleme beğenim,
şair'e saygım ile.
Beğeniyle okudum.
Aynur Baş tarafından 8/17/2012 9:14:50 PM zamanında düzenlenmiştir.