BU DÜNYA
BU DÜNYA
Birgün gülerler tellal çağırır. Biri kulağına ismin bağırır. Anayı yavrusundan ayırır. Çok mana yükleme değmez bu dünya Sevdalanırsın deresine düzüne. Sevdalanırsın alına yeşiline. Gece aya yıldıza gündüz güneşe Hepside sönecek bilesin bu dünya. Bahar gelir çağlar coşarsın. Mor sümbül çiçek açarsın. Misler gibi koku saçarsın. Gün olur kokmaz bu dünya. Bırak deli Haydar-bırak be gardaş Kafayı bozmaya değmez bu dünya İster hızlı dönsün isterse yavaş Sen seni üzmeye değmez bu dünya Fani diyen varsın desin sana ne Gönül veren gitsin versin sana ne Haydut vursun hırsız yesin sana ne Gücenip kızmaya değmez bu dünya Nerde kan akıtıp kavga verenler Nerde şimdi sefasını sürenler Ne götürdü kucağına girenler Bir yırtık çizmeye değmez bu dünya Hayaller kur tespih tanesi farzet Hepsi de senindir otuz üç adet Bırak kalsın orda hiç çekme zahmet İpliğe dizmeye değmez bu dünya. Kulpu yok ki neresinden tutasın Sana göre lokma değil yutasın İçine gireni Allah kurtarsın Üstünde gezmeye değmez bu dünya. Gel gitme kal desem kalamazsın ki Ortadan böl desem bölemezsin ki Git tekrar gel desem gelemezsin ki Aldanıp azmaya değmez bu dünya Almak-satmak, tapu-senet nafile Toplayıp yığdığın servet nafile Sıla nafiledir, gurbet nafile Yağmaya tozmaya değmez bu dünya Sınırlar çizilmiş konulmuş yasak Beş para etmezdi bizler olmasak Kısmen göz yaşı kan-kısmen kir pasak Yıkayıp süzmeye değmez bu dünya Senin benim ne ki? Küçük mü dar mı? Hani kimin dostu, kimseye yâr mı? İnsan öldürmenin manası var mı? Karınca ezmeye değmez bu dünya Misafirsin, misafirlik suç değil, Bakacaksan uzaktan bak, güç değil Eti yenmez, koyun değil koç değil Derisin yüzmeye değmez bu dünya Kabuktur, manayı unutturmasın Babayı, anayı unutturmasın Boş hayal Mevlâ’yı unutturmasın Tırnakla kazmaya değmez bu dünya Arkası karanlık, önü karanlık Yarını karanlık, dünü karanlık Kendine çağırır seni karanlık Bir küçük hüzmeye değmez bu dünya Cazibesi özelliği yok demem Nakış nakış güzelliği yok demem İki günde kaçar gider.. çok demem Anlayıp sezmeye değmez bu dünya Unutma ki yolcu yolunda gerek Yolcunun azığı belinde gerek İnsanlar insanlık hâlinde gerek Mest olup sızmaya değmez bu dünya Bilesin ha canım Haydar bilesin Seni bekler soğuk mezar bilesin Ebediyet ötede var bilesin Tek satır yazmaya değmez bu dünya Hırs ile sarılırsın toprağa. Gözünü kan bürür kıyarsın cana. Ne baba dinlersin nede ana. Birgün bağrına alır senide dünya. Saraylar yaparsın gözler alırsın Zirvelerden bakınca benim sanırsın. Gözün doymazya toprak doyursun Bir soğur mezara döner bu dünya. Koşarsın peşinde gündüz gece. İki güzel söz et gönül al iki hece. Bir hayır ette gitmesin sakın ha hiçe. Elini boşluğu düşürür bu dünya. Bak görde düşün, Firavun vardı. Ne zalimler ne ne krallar yaşardı. Kılıç elinde nede çok canlar aldı. Hepsinide yuttu doymaz bu dünya Gel de dön bu yolda vakit var iken. Gelde gör dünyayı göz görürken. Kazan gönülleri dikin dönerken. Birgün musallaya koyar bu dünya. Yeme kimsenin sakın ha hakkını. Nolacak diye düşünme boşa tahtını. Alma mazlumun çıkarır sende ahını. Senide yerle bir eder bu dünya. Oku bak kimler gelmiş kimler geçmiş. Kimler kimleri ne için biçmiş Malın mülkünse kocaman hiçmiş Bir kefene sarar dürer bu dünya. Ey bire dostum, ey bire gardaş Sende yetişemezsin az biraz yavaş Ölüm var neden bu göz yaşı, neden savaş? Genç yaşlı, erken geç demez bu dünya. Aşık Şenol yeter kimsenin değil bu dünya Herkesi mest eder gösterir tatlı rüya. Sultan Süleymana kalacaktı güya. Değermende taş misali döner bu dünya 26.12.24 |