kördüğüm
“dünya kaçtı gözlerime”
suyu boğdu adem kelepçeledi güneşi şişledi yaprakları dilsiz bıraktı çiçekleri çömlekçi böceğinden çömleği öğrendi ölüsünü gömmeyi kargadan amma olmadı minnettar kıskançlığı zenginliği haritası oldu fesatlığı aç gözlüydü toprağa karşı ufalarken dağları yolsuz bıraktı ırmakları denizleri günahkâr yetmedi yıldızların gözleri kuşlar istedi kanatsız kör etti ekmeği masumiyetini dişledi çocukların ezberini bozdu sevginin karşılıksız yapmanın erdemini yanlış adresti dostluğu gülü gülden sormadı anlamadı ne çölün bilgeliğini ne de göğün cömertliğini marifet sandı aslanın yelesini pençesini almayı yurtsuz koyarken yunusları küstürdü buz dağlarını boynuna doladı yolları taç yaparken bedenini ruhsuz bıraktı düşlerini ezcümle bilmedi adem ademliğini “Tanrı’ya ne diyeceğiz ?” diye düşünmeden pinokyo kadar şanslı sandı kendini unuttu alın terinin “akıl terinin” Yarın hesap vereceğini 11 mayıs 2012 ıvır zıvır günün ardından sabaha karşı saat:05 yirmiydi gönül gençyılmaz |
Güzeldi.
"11 mayıs 2012 ıvır zıvır günün ardından....." demişsiniz ya hani. Geleceğe atılmış bir imza mı diyelim yoksa minik bir hata mı? :)
Sevgiler.