YALANCI BAHAR
Yağmurdan öncesi saksılardaydı açelyalar
bedevi hasretleri kervan yüklü güneşleri vardı zeytin karası elleri kar beyazı entarileri kimisi peçeli özgürlük delisi oynayan çocukları çöl kumu tanesine karışan rüzgarlı düşleri sıcak , suyu bebe ana memesini emerdi...hep ama hep vahanın içinde yüzerdi hep hayalleri hurmaları kuru yerden çıkan ıslaktı bir de kara tenleri gibi... sonrası demirden yağmurlar örtü güneşlerini dar olsada kendi gölgeleri razıydılar rızalı kendinden düşen yerlerine ilk damla çölde açarken nergiz oldu biri pencereden girdi açelyanın saksısı kırıldı ikinci damla düştü karanfil açtı kırmızı topun peşine düşen çocuktu üçüncü damla düştü menekşe moru anasının sütüne karıştı bir bebeğin sağnaklar gibi yağmaya başladı demir yağmurlar damlalar damlara sonra camilerin kubbelerine kimisi sec/dedeydi zeytin kara tenlerin üzerine düştü hepsi birden ıslandılar gül karası durmadan açtıkça solan çiçekler yağdıkça sulanırdı sokaklar evlerin çökük damlarından içeri karanfiller açardı akardı...akardı...akardı.. ........sulamak için bir uçak kalkardı gizli gizli kara karanlığa dalarak sinsi bir yarasa saklanır gecenin öteki yanına dişleri sivri içeği vardı geceden kara kadar siyah birde karanfil gibi kırmızı petrol kadar kara kan kadar kızıldı içeceği sarıya karışırıdı viskisi şimdi bahar geldi çiçeklerin ezildiği kimsenin görmediği tüm çiçekleri karaya çalan kırmızıya zorla boyanan demir yağmurlu çöllerde petrol karası karabasanlı baharlar geldi adı YALANCI BAHAR olan kimsenin bilmediği kanlı terli coğrafyam... "DİLEK YILDIZI"m...! boş kovanım. sen ki uyan baharları gör iki kişilik değil ki dünya tek kişilik sevdalar değil ki hayat bari bir dilek tut içmesin artık yara/san medet ya... yara/dan DAN.. DAN..DAN namlulardan çıkan damlalar tanka atılan taşlar işe yaramaz benim yazmalar... "ağlamaklıydı yalancı baharlarda açan çiçekler, kırmızıya boyanırken gerçek renkli çiçekler ve gelecekler YALANCI BAHAR KARIŞMA KANLARA" |
bedevi hasretleri kervan yüklü güneşleri
vardı zeytin karası elleri kar beyazı entarileri
kimisi peçeli
özgürlük delisi oynayan çocukları
çöl kumu tanesine karışan rüzgarlı düşleri
sıcak suyu
bebe ana memesini
emerdi...hep ama hep
vahanın içinde yüzerdi hep hayalleri
hurmaları kuru
yerden çıkan ıslaktı bir de kara
tenleri gibi...
Çok anlamlı ve yürekten...tebrik ediyorum değerli kalem...