4
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1221
Okunma
Sana kasım sancılı bir zamanda aşık olmuştum
Zulamda sana dair mektuplar tan yerinde
Kelebekler bir olup uçardı kırlangıçlarla bir…
Dudağımda hatıraların bir ruj iziydi okuduğum şiirler…
Saymayalım yaşadıklarımızı
Yağmurlardan denizler yarattığımızı
Gözlerinin sürmesi akmış türküler
Eylülden kalma ıslak sokaklar…
Sen yediye çeyrek kala kalkardın hep
Ben hep (p) beşinde
Yedi yaşındaki bir tutkuyla severdim saçlarını şafağın
O vakitler aziz kılınırdı
Ezan sesi sonrası mahalleden geçen simitçilerin sesi…
Ben sevdaya dair işportalı
Çıkıp giderken örterdim senin üstünü
Ahşap kapı, demir paslı sürgü
Ekmek sevdalı koşardım akşam seni görmek için…
Her vakit bir mevsim olurdu
İçeride sen
Dışarıda mülteci güvercinler
Ve susam kokarken yürüdüğüm caddeler…
Yaprak döken hasretlere kalıyordu dilim
Yanımdan her geçen
Bir filmin fragmanı gibi beynimde dirilirken
İnce bir iplikle dikiyordum gözkapaklarımı…
Sen yediye çeyrek kala kalkıyordun
Karşımdaki vapur senden önce
Kokunun peşine düşüyordu
Martıların kanatlarında duman lekesi bir hasret…
İki ada iki insan
Tek taş bir mezar
Ve sen hep iki simit alırdın
Biri sana kanat çırpanlara
Yediye çeyrek kala…
İşte bu yüzden beş mevsim tek iklim
Sen yediye bölerdin simitleri vapur geriye giderken
Arkanda dumanlar
Karşıda en fazla Kızkulesi
Mahpusluk dolu suskunluk…
Eskiciler geçmeden toplardım kendimi
Sirkeciden giderken trenle
İki duman arası atarken kendimi
Sen hep yediye çeyrek kala kalkardın
Ve ben hep beşinde ölürdüm üstünü örterken…
5.0
100% (7)