Tanrıların arabaları geçerdi kaldırımlardan Çamur dolardı yollara Metruk bir ıslaklık sokakları kovalardı Dakikalar gibi saatlerine sadık otobüsler İçten nemli kapalı perdeli pencereler….
Aşağıda tam da şurada sular Usulca ay diz çökmüş Akıyor şehirler kan renginde gök Köpükler düşüyor nemliyken meşelere KIRMIZI oluveriyor nedense her şey…
Hoze’nin gözleri k/ovalarken bulutları Erkenci kuşlara kalıyor yarım kalan şarkılar Kalbi kanatan devrik satırlar bir keman sesine bulanıyor Ankara’da günbatımı kuğulara kalıyor İki simitçinin tezgahı tekmelenirken…
Fırıncıların hep sıcaktır gözleri Dışarıda yaşam telaşı İki güvercin Bacalarda ter kokusu Bir susamın etrafında dolanıyor iki serçe….(hem de en üç n/oktalısından…)
“kafir gibi görünen tüm düşüncelerini aziz kılmak için sabah ezanından evvel güzelim kumruları besleyen kır saçlı şarapçı Rüstem ve ey namazına sadık Müzeyyen ne güzel duruyor yağlı tenekelere kök salmış güneşe selam veren begonyaların…"(tamam sustum işte dediğiniz gibi…)
**
Bugün ben üşümüşüm Az karanlık hafızam Aklımı tek çimlendirendi Dışarıda zaman hırkamda ıstıraplı düşünceler Ne kadarda yakışıyormuş ekmek kokusu bu havalara...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
SERÇELER-1 şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SERÇELER-1 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.