Ömür dediğin yılların tadına hiç varamadan Dört mevsimin içine bir bahar olsun sığdıramamış Karaçalınmış yazgıların adına Düşlerini telef etmiş, Eski bir topraktandık biz.
Ne gül kokladık, ne ellerimizde demet demet güller Ferhat’ın gezdiği çöllere bile düşmedi hiç ayaklarımız… Sevgilerimizde olmadı herkes gibi, Bir mevsimcik olsun çiçek devşiren… Ellerimizin sıcaklığında, Buz kesiği yüreklerimiz de hiç ısınmadı. Ne kadar ağır anlamlar taşırdı, Rüzgârın bile taşımaktan bitap düştüğü ah’larımız…
…………….
Zamansızlığa sığmayıp hüznü çoğaltan Tüm mevsimlere inat olsun diye Gülüşlerimin türküsünü taşıyan Bir rüzgâr uğultusu gönderiyorum Benden armağan olsun sana Bozkırların gülpembe tebessümlerinde Asırlarca önce yitirdiklerimizi Bir eylül solgunu vakitte getirdim sana Umutlarımı da yolladım Asi ve mavi bir denizin telaşlı dalgasında…
Suskunluğuma acemi gülüşlerimi bağışladım Sesimi al da, gel bana. En çok sustuğum yerden kanat beni Şefkatin tüttüğü gözlerinden taşan Sevdana usulca sar beni Gönlümün düş aynasında açan çiçekleri Has bahçeye taşıyan kelamlarla an beni
Yağmur da yağdı, kar da; Gördün… Yüzyıldır böğrüm huzur duymadı Artık bil tahammülüm kalmadı Umuda açan bir kardelen edasıyla Nevbaharı muştula bana
Bu yalan düzen içinde kendime yaban kaldım Topraksız yurtsuzum Şafakları söken adreslerde belli et artık yerimi Acılı bir ananın sürgün kaderinde Vurgun yemiş çocukluk düşlerim Gece perdesini üzerinden düşürürken; Ağaran şafaklarla kucakla, Asya’nın umuda gebe yüreğini…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Umudun Kıyasındaki Asya şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Umudun Kıyasındaki Asya şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ömür dediğin yılların tadına hiç varamadan Dört mevsimin içine bir bahar olsun sığdıramamış Karaçalınmış yazgıların adına Düşlerini telef etmiş, Eski bir topraktandık biz.
Ne gül kokladık, ne ellerimizde demet demet güller Ferhat�ın gezdiği çöllere bile düşmedi hiç ayaklarımız� Sevgilerimizde olmadı herkes gibi, Bir mevsimcik olsun çiçek devşiren� Ellerimizin sıcaklığında, Buz kesiği yüreklerimiz de hiç ısınmadı. Ne kadar ağır anlamlar taşırdı, Rüzgârın bile taşımaktan bitap düştüğü ah�larımız�
�����.
Zamansızlığa sığmayıp hüznü çoğaltan Tüm mevsimlere inat olsun diye Gülüşlerimin türküsünü taşıyan Bir rüzgâr uğultusu gönderiyorum Benden armağan olsun sana Bozkırların gülpembe tebessümlerinde Asırlarca önce yitirdiklerimizi Bir eylül solgunu vakitte getirdim sana Umutlarımı da yolladım Asi ve mavi bir denizin telaşlı dalgasında�
Suskunluğuma acemi gülüşlerimi bağışladım Sesimi al da, gel bana. En çok sustuğum yerden kanat beni Şefkatin tüttüğü gözlerinden taşan Sevdana usulca sar beni Gönlümün düş aynasında açan çiçekleri Has bahçeye taşıyan kelamlarla an beni
Yağmur da yağdı, kar da; Gördün� Yüzyıldır böğrüm huzur duymadı Artık bil tahammülüm kalmadı Umuda açan bir kardelen edasıyla Nevbaharı muştula bana
Bu yalan düzen içinde kendime yaban kaldım Topraksız yurtsuzum Şafakları söken adreslerde belli et artık yerimi Acılı bir ananın sürgün kaderinde Vurgun yemiş çocukluk düşlerim Gece perdesini üzerinden düşürürken; Ağaran şafaklarla kucakla, Asya�nın umuda gebe yüreğini�
Çok güzel dizelerdi, değerli şairemizin şiirlerini özlemiştim, haz duyarak okudum bu güzel şiirinizi, şairemizi ve şiirini kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.
Merhaba.Zaman olarak şiir hakkında fikrimi beyan etmek için biraz geç kaldığımı düşünüyorum.Bence harika bir şiir.En yüksek puanı hakediyor.Şiirin her bir mısrası inanın beni hayatımla,geçmişimle ve şu an yaşadığım anla ilgili bir yolculuğa çıkardı.Beni benden aldı.Gezdirdi,gezdirdi getirdi. Suskunluğuma acemi gülüşlerimi bağışladım... Bu yalan düzen içinde kendime yaban kaldım...
Yaşayamadıklarınızı,beklentilerinizi ve özlemlerinizi harika bir uyum içinde dile getirmişsiniz.Hepimiz umuda yolculuk yapıyoruz,bazen bu yolculuk başlamadan bitiyor,bazen ilk veya ara molalarda inmek zorunda kalıyoruz.Ama içinizdeki umudu Ferhat'ın tırnaklarıla toprağı kazmaya çalışması gibi hep canlı tutmak gerekiyor yoksa çekilmez bir hayat yolculuğu başlarve biz tükeniriz hemen.Duygu ve anlam zenginliği taşıyan dizeleriniz için elinize,kaleminize yüreğinize sağlık.
Hasreti, özlemi, yaşanamamış duyguları o kadar güzel dile getirmiş ve o kadar güzel bir dua ile sarıp sarmalamışsınız ki dua etmeyi unutan ben için güzel bir rehber oldu.
Muhteşem bir şiir okuyacağımdan emin olarak başlamıştım okumaya ve yanıltmadınız beni her zamanki gibi.
Bu yalan düzen içinde kendime yaban kaldım Topraksız yurtsuzum Şafakları söken adreslerde belli et artık yerimi Acılı bir ananın sürgün kaderinde Vurgun yemiş çocukluk düşlerim Gece perdesini üzerinden düşürürken; Ağaran şafaklarla kucakla, Asya’nın umuda gebe yüreğini…
Sen ne güzeldin şiir, "Suskunluğuma acemi gülüşlerimi bağışladım" bu cümle tek başına şiirdi desem abartmış olmam, kutlarım arkadaşım kaleminiz daim ve dik olsun sevgiler gül yüreklim...
Suskunluğuma acemi gülüşlerimi bağışladım Sesimi al da, gel bana. En çok sustuğum yerden kanat beni Şefkatin tüttüğü gözlerinden taşan Sevdana usulca sar beni Gönlümün düş aynasında açan çiçekleri Has bahçeye taşıyan kelamlarla an beni
sevgilersaygılar