.../ gideceksen ölüm kadar git füsunlu nergizlerde doğmak için ...
Hepsi hiçbiri kadardı oysa sen aynı dili konuştuğum tek yabancıydın
I
Yabancı bu şehre bir ben yakışmıyorum içimde kentin dalgaları çırpınıyor pervanenin ömrü kadar giz kıldım kendimi sırrıma kadem basmadan gitmek gerekli
ben kirli bir yüzüm çoğul kavgaların içinde gözlerimin önüne düşen yüzsüzlüğün esiri olamam suskunluğumu işgale yeltenen tüm intiharları kaldırdım yetiyorsa gücün öldür beni
güç/süz/üm parmaklarımın arasına sıkışıp kalan nikotin kokusu kadar kaldır boyun bükmüşlüğümü senden devrilen tüm cümlelerim devrik sesime yetişmeden
II
vazgeç/mek istiyorum boyutları değişen hayatımdan çoğalabilsem en yetim kaldığım saatlerde saklayabilsem intiharımı gözlerden uzak bir kente
vazgeçemedim senden tünerken tükenmişliklerim içime sağım solum sobe saklandığın kayıp yeri bilemedim önüm arkam dip sayfaların acizliğini karalıyor sığınışlarını sobeliyorum
sen yine gözlerimi bağla elim sende için yorgunluğumu al ellerimden hiç değilse bu defa dokunabileyim sana kulaklarına bıraktığım fısıltı sözlerimle
ve kaybolmadan suretin içimde imlasız cümlelerime sokul geç kalmadan bir şeylere nefesime karışan ağır şehir kokularına yenik bırakma
III
adın dilime mimlenmiş altı kurşunluk bir harf dizilimiydi bir kapsül boşluğuna sığmayacak kadar küçüktüm içimsizliğim yakıcı a y r ı l ı ğ ı doğuran bir gece de
biliyor musun sevgili adıma yıkılmış bir kent inşa ediliyor temeli hicâzdan duvarları gururdan
terk ediyordu zaman kum saatleri alnımın orta yerinden sokan bir akrepti bu ölümden usanmadım yoksa nasıl sensiz kalabilirdim
s/avunmasızdım bir gece vaktiydi Ankara da hangi pencerenin kapısını açsam rüzgâr avuç içimdekileri toplayıp savuruyordu
en ince yerinden kopan damarlarıma seni bağladım en dönülmez rüzgârlara teslim ettim kendimi en buzdan morgları giyindim üzerime en cüretkâr korkaklığımı astım kırık camlarıma
caddeler sokaklar bütün ışıklar üzerime kapandı bir seni öldüremedim ağzına ıslık verdiğim rüzgâr da
IV
ruhumun kesiklerinden düştün benim her yanım kırmızı kan kokan ellerimden yüzümde bir tırnak çiziği düştüğüm yeri boyuna denkleştirdim
a l m o l a l a r ı m ı g i t t i ğ i m y o l d a n acıma eş olan siyah bir martı getir sonrası sen ’hayır’ de böğrümün orta yerine inen bir yumruk nidası gibi
ben zaten seninle hiç baş edemedim ki her parantez içlerine iç susuşlarımı yazdım sövülmüş bütün ayrılıkların yara beresine kendimi bastım yine de her gülüşümde yüzüm kirlendi
V
sevgili İstanbul’um sana emanet saklan içine başka bir şiir de kayıp ilanlarıyla düşlerimi bulan ebe gibi bulurum nasılsa şimdilik kayıpsın yüzüne sürdüğüm mor’un rengiyle
özür dilerim sevdiğim affet beni yine ayrılmayı başardık
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Al molalarımı gittiğim yoldan şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Al molalarımı gittiğim yoldan şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ben kirli bir yüzüm çoğul kavgaların içinde gözlerimin önüne düşen yüzsüzlüğün esiri olamam suskunluğumu işgale yeltenen tüm intiharları kaldırdım yetiyorsa gücün öldür beni
güç/süz/üm parmaklarımın arasına sıkışıp kalan nikotin kokusu kadar kaldır boyun bükmüşlüğümü senden devrilen tüm cümlelerim devrik sesime yetişmeden .................................... ve sus sevgili dağıttığın saçlarında savrulmam ben üşürüm belki geceler boyu temin düşerken tenine arazlı bir keder taşar sözlerimden ki.. bilirsin beni hiç bir prangaya boyun eğmeyen yüreğim vardı arguvan diplerindeki umutlar üşürdü ellerimde ki zamansızdı zamanlarım benim ve sen maviliğime düşmeden çok önce
Hepsi ''HİÇbiri'' kadardı oysa sen aynı dili konuştuğum tek yabancıydın... ........... sen yine git , ama bu sefer bana verme hasretinin adresini, arayan gözlerimin çıkma karşına her silüette.. sen yine git! ama Ankarayı da götür bu sefer, adımlarıma batan yollarını götür, soğuğu değil, yokluğu yüzüme vuran rüzgarlarını, sensiz çekilmeyen akşamını sabahını da götür... sen yine git sevgili,zaten gitmeli ya sevgili dediğin! ama ruhuna bir veda oku gömdüğün sessizliğin...
.......H'içtenlik.......
H''içtenlik tarafından 10/18/2011 8:45:12 PM zamanında düzenlenmiştir.
Çevir gözlerini s/ağırlaşan hayata ! Kızılay karanfilden esen soğuk rüzgârın tenine bildiğin bütün sövmeleri diz merdiven boylarına ! Yetmiyorsa gücün , çık kocatepenin alnına it kendini sırtından kaderin okutulduğu rahlenin üzerine ...
Ve bitiyorsa zamanın sarkacı mülteci göç kervanlarında , yaşanılası bir istek yoksa kum saatlerinin içinde , Terk et kendini tüm vazgeçmelerinden ...
Ankara hafif kalıyor bazen, ağırlaşan cüssemin yanında... ve onun soğuk suratından bile daha da soğuyorken yüzüm, tutup da fırlatabilecekmiş kadar gü(lün)ç(süz)leşiyorum...
sevgili İstanbul’um sana emanet saklan içine başka bir şiir de kayıp ilanlarıyla düşlerimi bulan ebe gibi bulurum nasılsa şimdilik kayıpsın yüzüne sürdüğüm mor’un rengiyle
özür dilerim sevdiğim affet beni yine ayrılmayı başardık
Tebrik ediyorum. Güzel bir şiirdi. Saygı ve selamlarımla.
Öyle uzağım ki kendime, sen kadar kayıp bir çocuğum bu gri semalara bürünmüş şehirde!
Bütün gücümü elimdem aldı kalemim , ben susuyorum ya her defasında ....Sustuğumca tükeniyor kelimelerim, yokluğunu armağan ediyor zaman acımasızca gözlerime doğan kızıl sabahlarda!
Vazgeçemedim , direnişlerin baş rolü oldu düşüncelerim, bu ne kavgadır içimde ki çözemedim... Ben sana yenildim yine sevgili! Ben bana yeniliyorum yine her defa, kaçışı olmayan bir mahkumum sanki yüreğinde,ya da mahkumsun bende öldüremediğim sevgime... alnıma dayadığın ayrılığın tetiğini çek artık! Ya düşüşlere bırak bu aşkı ya kaybol isli yalnızlığımda...
Suretin aklımdan silinsin artık, düş düşlerimden ya da bırakmamacasına tut yüreğimden...
Bittiğimce yeniden başlat beni yetiyorsa gücün! Ya da vazgeç tüm gidişlerden varsa cesaretin...
Şiirlerin son satırı olup kestiğin damarlarımdan sen akıyor çaresizliğime sevgili...Yolumu sana döndüremedim, seninle yürümeyi beceremedim affet beni ... Sevgili emanetimsin RÜYALAR ŞEHRİNE!
Biz en iyisi bitelim seninle , sevdalar seni üşüyor martıların kanadında ! Doğruların tersine çarpıyor yüzü aşkın ...
Perdeleri kapanıyor artık bu seyrin , kapat/sana gözlerimi sevgili , ölü bir aşk doğuyor!!!!!
Sensiz ne kadar 'bensiz!im bilmiyorlar!...
Gitmeliyim şimdi , kimbilir belki bir gün.....
siyah resim tarafından 10/14/2011 4:02:12 AM zamanında düzenlenmiştir.
Hepsi hiçbiri kadardı oysa sen aynı dili konuştuğum tek yabancıydın
sevgili İstanbul’um sana emanet saklan içine başka bir şiir de kayıp ilanlarıyla düşlerimi bulan ebe gibi bulurum nasılsa şimdilik kayıpsın yüzüne sürdüğüm mor’un rengiyle
özür dilerim sevdiğim affet beni yine ayrılmayı başardık
Bu şiirde çok başka şeyler vardı. Belki de gerçek gizlenmemişti satır aralarına .
Kader gibi bir şiir !
HARİKAYDI !
Şirin Kelebek tarafından 10/14/2011 12:29:51 PM zamanında düzenlenmiştir.
s/avunmasızdım bir gece vaktiydi Ankara da hangi pencerenin kapısını açsam rüzgâr avuç içimdekileri toplayıp savuruyordu.......Bir gece vaktiydi yaşadığımın ve yaşacaklarımın en acı gecesi...Yüreğine sevgilerimi gönderiyorum can kardeşim sesin kalemin yüreğin hep varolsun...
özür dilerim sevdiğim affet beni yine ayrılmayı başardık
uzun bir aradan sonra...yine muhteşem bir şiir gelmiş...yüreğin taa derinlerinden..."etkileyici".....hüzün damıttık yüreğimize ince ince....muhteşem yorumla...kutlarım...değerli kalemi...saygımla...
adın dilime mimlenmiş altı kurşunluk bir harf dizilimiydi bir kapsül boşluğuna sığmayacak kadar küçüktüm içimsizliğim yakıcı a y r ı l ı ğ ı doğuran bir gece de
biliyor musun sevgili adıma yıkılmış bir kent inşa ediliyor temeli hicâzdan duvarları gururdan
terk ediyordu zaman kum saatleri alnımın orta yerinden sokan bir akrepti bu ölümden usanmadım yoksa nasıl sensiz kalabilirdim
s/avunmasızdım bir gece vaktiydi Ankara da hangi pencerenin kapısını açsam rüzgâr avuç içimdekileri toplayıp savuruyordu
en ince yerinden kopan damarlarıma seni bağladım en dönülmez rüzgârlara teslim ettim kendimi en buzdan morgları giyindim üzerime en cüretkâr korkaklığımı astım kırık camlarıma
----------------
Her acının öğütülememiş posalarında bir yaşam kıymığı barınır, battıkça sızlayan yüreğimizin kanamalı akıntılarında mavi direkli gemiler uzaklara yelken taşır ve rüzgâr cepheden esince hedefini şaşırır. Güneşli sabahlar yakındır, ıslanmış gözlerimizi ve üşümüş yüreğimizi ondan başka ne ısıtır, ne kurutur. Sarıl şimdi düşlere, aldırma gönlündeki yara berelere, gece devadır, yorgun bedenimizi sararak er geç bizi avutur.
sevgili İstanbul’um sana emanet saklan içine başka bir şiir de kayıp ilanlarıyla düşlerimi bulan ebe gibi bulurum nasılsa şimdilik kayıpsın yüzüne sürdüğüm mor’un rengiyle
özür dilerim sevdiğim affet beni yine ayrılmayı başardık
fıratım!!yine başarılı bir çalışmaya bir imza daha atmışssın!!! alkışlarım duyuldu mu gönül pencerenden!!
sevgili İstanbul’um sana emanet saklan içine başka bir şiir de kayıp ilanlarıyla düşlerimi bulan ebe gibi bulurum nasılsa şimdilik kayıpsın yüzüne sürdüğüm mor’un rengiyle
özür dilerim sevdiğim affet beni yine ayrılmayı başardık
YALNIZLİK ABİDESİ, EDEBİYAT DEFTERİNİN ŞİİR, YORUM VE ÖZGÜR ŞİİRİNİN İDOLÜ... TÜRLÜ İMGELERİN SARMAŞIĞINDAKİ BU ŞİİR ACI TESSÜMLERİN DİNMEZ AĞRILARIYDI... KALEMİ VE EŞSİZ YÜREĞİ TEBRİK EDERİM. ÇOKÇA BEĞENİM VE SELAMLARIMLA...
of ablam of yobayadır yoktun ama dönüşün muhteşem olmuş şiir muhteşem yorum harika sözler dizelerde boy gözteriyor terikler gecenin en güzel şirine hayran kaldım dinlerken tebrikler.
merhaba ustam yüreğie sağlık yine aşkın ve ayrılığın destanını yazmışsın yüreğin hiç yalnız kamasın sen hayatı sen aşkı sen şiiri hakediyorsun ama ayrılığı asla ayrılıklar bize göre değil ustam aşkal kal
sağnakca tarafından 7/10/2013 12:05:38 AM zamanında düzenlenmiştir.