O vakit duyunca ayak sesini bir şiir utanır parmaklarımda gecenin küsmesinden anladım gidişini...
I
A y r ı l ı k içimde bayat bir ekmek kokusu gidişlerinin gurbetindeyim yâr alnıma çaldığın kırık dökük bir kaç düş’ü anımsıyorum da onca anı yüz hatlarıma bürünüp çıkıyor karşıma
harf harf seni soluyorum esmer bir çocuğun dilinde hadi yırt parmaklarımdan kefeni adedince bilir kirpiklerim ağlamasını avuntusuz sessizliğin kaçırınca uykularımı
II
yalın hayatların ıssızlığı çelimsizdir felç geçirmiş bütün hislerim sensizlik sonrası okunan sabah ezanlarında barikatlar karışıyor dermansızlığıma
can çekişen yanlarımın kanadı kırık bir bitimi olmalı bu acının hangi hüzüne ayak uydurmalıyım sol yanıma panzerli marşlar çalınıyorken yollarım uçurumlara çıkıyor yâr hadi tut ellerimden vuslata düşelim
duvarlara karaladığım tutsaklığım konuşuyor dokunma gözlerime sevdana çizdiğim resmin renkleridir bu gri yaşlar unuttun mu adı(n)m aşk’a geçirilen bir ilmekti
alev sarısı kahırlarda çarmıha gerilir düşlerim ölmeyecek kadar günahkârım sana şakaklarımda bir cellad ağlıyor sızarken kırmızı sularım topuklarıma
III
kaybediyorum sensizliğin yağmuru düşerken yüreğime ki yüreğim arkamda yüreğimde sen velhasıl ayrı düştük yâr
yokluğunun yorgun yüzü olmaktan tuz kokuyor yanaklarım tortulu ağıtların iç çekişlerinde can kaybediyorum hadi bir ölüm bestele bana yâr notası kırık saçlarına benzeyen
aklımın dudaklarından geçiyorsun bölüştür suskunluğumuzu gözlerine inşa ettiğin ihaneti düşür gecemizin en sığ yerine
sanki suç sesim de n’olmuş yani avazım çıktığı kadar sustuysam sen gittiğinden beri iflâhı kesildi sesimin bütün gürültülerin dilini kaybettim kırıldı çığlıklarım
-s u ç l u y u m ekin boylu kız affet beni
IV
yatağımda mâhrem olan intiharlar korkularıma sırıtıyor eşikteki gidişin kadar ölüyorum ateş artığım sensiz çözülüp bensiz bağlanıyorum
biliyorum ayrık otlar gibi değersizim o yüzden yak/tın bu yüzden uzak/sın nereden izliyorsun beni usulca güldüğün hangi nehirlere savuruyorsun küllerimi
nasıl da ağırlaştı bak gece hangi gidişi terketmeliyim vurmalı mıyım göz çatılarıma yuva yapan üveyikleri vaz mı geçmeliyim ısmarladığım muştulardan hangi yitik soruya cevap olmalıyım hangi karadağ’ın tepesinden akıtmalıyım ağır ağır yağan gözlerimin kırık sularını
V
susuyorum ey yâr daha konuşacak kadar vazgeçmedim senden dilimdeki vedaya aldırış etme kuralsızca inkar ettiğim a y r ı l ı k penceresini kapattı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Çelimsiz Hayat şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Çelimsiz Hayat şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Zincirlenmiş ayaklara dökülen bulutların da mı haberi olmamıştı, sâhi bir ben mi unutmuş geçmişim..
***
"Hadi bir ölüm bestele bana yâr.."
Şiir'i çok bilmem belki, bir kulağım var çığlıkların deldiği lâkin iyi duyarım.. İyi kötü ortalama birkaç sözcük sarf edebilirim, ağlatmaz bileğim.
Fon'nun yarattığı etki bu kadar güçlü olabiliyor mu?
Ya da âhh ne derler psikolojide.. Algıda seçicilik mi, her neyse buna benzer bir şey olacaktı ki her ne kadar "kişi en çok tanıdığını anlasa da en derine varıp duyguğu acılarından" burada bu kadarına gerek yok..
Bu mısrâ'lar ve bu fon bir elmanın yarılıp dünyanın iki ucuna atıldıkları hâlde "bir'iz" demelerine benziyor..
Seslendirme'ye yorum ..
Reyhâni ablam bir şey diyordu "e" ile başlayan echo mu ne, o var da ben mi hissetmiyorum (tabi sanki yorumlamaktan çok anlarım ya sözlemezsem olmaz..). Sanki öyle gölgeye mi ihtiyaç vardı.. Emeğinize saygım elbet hudutsuz ama sanki ondan biraz olsaymış ve.. Neyse ben seslendirme eğitmeni değilim ya da eğitim görmüşü de değilim okumaya kalksam makale havası hissedilen bir ton ile yorum yapmayayım, dinlenilmeyenlerin bile okuduklarını hatırlayınca sizi kutlamak dışında bir lafz "ayıptır" kendimce..
"Aklımın dudaklarından geçiyorsun"
!
"ihanet"
Titredim. Şiir ezdi geçti, kıyımlar gölgesinde soluklanıyorum sanki sesi kesilmiş, münzevi..
Katil bir kelime tanıyor musunuz siz? Katline şâhit oldunuz mu peki? Ve ...
Ardı kesik kesik en tiz hâliyle karanlığı delen, kâlb çeperini yırtan, yanan, yakılan...
"ihânet"
(mısrâyı bölük pörçük etti..)
Büyüyünce olmasını istediğim en büyük hayâlim ne biliyor musunuz - cennete lâyık kul olabilmek çabalarını yerine getirmeyi başarabilen biri olmanın dışında- bu katil sözcüğü rahatça, sînemi acıtmadan söyleyebilmek. Torunlarım olmuş misâl onlara bir öykü ya da masal anlatırken bu kelime geçiverecekmiş misâl anlatacaklarımın içinden ve ben onu söylerken kulağım acımayacak dilim kanamayacak gibi olacakmışım mesela..
Bu erişilmez bir hayâl değil mi...
Katılıyorum, evet öyle!
Bunu zayıf, çelimsiz bir rûh söylüyor belki şimdi ya duyduğu...
Fâili meçhul değil bu sefer katlin...(Bu kelimeye haps oldum kaldım, sanki başkasını duymuyor gibiyim.. Kaç kerre dinlediğimi biliyor musunuz... Bir başından bir sonundan.. Ve bu oldu en çok aklıma çarpan..)
Sonra duymadığım, zihnim yukarıdaki ile meşgul iken okuyup da beğendiğim birkaç kelime var.. Mısrâ. Onu alıp gideceğim, yerine bırakarak ihâneti..
"susuyorum ey yâr daha konuşacak kadar vazgeçmedim senden"
Bu iki mısrâ var ya.. Şiire yakışan en güzel iki dize. Şiirlere belki de ve belki de insana belki de sevdâlara.. Ben sevdim, çalarım da belki görebilirsiniz, şaka yapmıyorum şiirlerimin başına yazıveririm aklıma akınca.. Tırnaklamadan asla ama isterdim.. İsterdim, alıp kendi yazmaya çabaladığım kırık kelimelerin yanına ama şekil olmuyor..
Şiir içûn ahkâm kesecek değilim, şimdi sayfa benim bildiklerimin çok dışında değil. Aklım ihanete saplanmışken, bu iki dizeyi almak isterdim de hani öyle cesaret..
Uçurum'dan salıveririm vazgeçmemek de ne ola...
Hani dediniz ya bir de :
"dilimdeki vedaya aldırış etme"
Alıyorum sessizce.
Neyse şâir..
Çalışma beni hımm yaklaşık yarım saat tuttu sayfada, başarılı buldum aklım erdiğince. Lâkin o echo diyorlar ya işte ona ve de konuşma tonunu kullanmayı deneyin isterseniz. Hani düz sesle, rûh giydirmeden; sesin ne giyeceğine kelimeler karar verirler ya öylesinden işte..
Yine de boşverin, fon seçimi hiçbir şeye gölge hizmeti ettirmiyor..
Benim gelişim de çok ilginç oldu hattâ nasıl olduğunu anlamadım bile ve o kelimeden sonra sustum.. Dilim kilitlendi, başka bir şey diyemedim onun etrafında döndüm durdum.
Şiir'e değinseydim belki.. Demek ki çok da değinmek gerekmemiş.
Seslendirmeye neden ses ettiğime gelince, yazılan eser güzel ve fon da bir o kadar güzel sâdece ses.. Bakın diksiyon diyorsunuz ama ben onu kast etmedim ki..
Yine de dedim ya gölge olacak bir güç yok sayfada kanımca. O kelime kilitlemeseydi daha çok konuşurdum da şansıma diyorum..
Hakikaten başarılı bulduğum bir çalışma bunu yorumda ne derece anlaşılır hâlde belirttim bilemem ama ciddi mânâda başarılı.. Çok daha iyilerine imza atmanız dileğiyle..
O vakit duyunca ayak sesini bir şiir utanır parmaklarımda gecenin küsmesinden anladım gidişini...
I
A y r ı l ı k içimde bayat bir ekmek kokusu gidişlerinin gurbetindeyim yâr alnıma çaldığın kırık dökük bir kaç düş’ü anımsıyorum da onca anı yüz hatlarıma bürünüp çıkıyor karşıma
harf harf seni soluyorum esmer bir çocuğun dilinde hadi yırt parmaklarımdan kefeni adedince bilir kirpiklerim ağlamasını avuntusuz sessizliğin kaçırınca uykularımı
II
yalın hayatların ıssızlığı çelimsizdir felç geçirmiş bütün hislerim sensizlik sonrası okunan sabah ezanlarında barikatlar karışıyor dermansızlığıma
can çekişen yanlarımın kanadı kırık bir bitimi olmalı bu acının hangi hüzüne ayak uydurmalıyım sol yanıma panzerli marşlar çalınıyorken yollarım uçurumlara çıkıyor yâr hadi tut ellerimden vuslata düşelim
duvarlara karaladığım tutsaklığım konuşuyor dokunma gözlerime sevdana çizdiğim resmin renkleridir bu gri yaşlar unuttun mu adı(n)m aşk’a geçirilen bir ilmekti
alev sarısı kahırlarda çarmıha gerilir düşlerim ölmeyecek kadar günahkârım sana şakaklarımda bir cellad ağlıyor sızarken kırmızı sularım topuklarıma
III
kaybediyorum sensizliğin yağmuru düşerken yüreğime ki yüreğim arkamda yüreğimde sen velhasıl ayrı düştük yâr
yokluğunun yorgun yüzü olmaktan tuz kokuyor yanaklarım tortulu ağıtların iç çekişlerinde can kaybediyorum hadi bir ölüm bestele bana yâr notası kırık saçlarına benzeyen
aklımın dudaklarından geçiyorsun bölüştür suskunluğumuzu gözlerine inşa ettiğin ihaneti düşür gecemizin en sığ yerine
sanki suç sesim de n’olmuş yani avazım çıktığı kadar sustuysam sen gittiğinden beri iflâhı kesildi sesimin bütün gürültülerin dilini kaybettim kırıldı çığlıklarım
-s u ç l u y u m ekin boylu kız affet beni
IV
yatağımda mâhrem olan intiharlar korkularıma sırıtıyor eşikteki gidişin kadar ölüyorum ateş artığım sensiz çözülüp bensiz bağlanıyorum
biliyorum ayrık otlar gibi değersizim o yüzden yak/tın bu yüzden uzak/sın nereden izliyorsun beni usulca güldüğün hangi nehirlere savuruyorsun küllerimi
nasıl da ağırlaştı bak gece hangi gidişi terketmeliyim vurmalı mıyım göz çatılarıma yuva yapan üveyikleri vaz mı geçmeliyim ısmarladığım muştulardan hangi yitik soruya cevap olmalıyım hangi karadağ’ın tepesinden akıtmalıyım ağır ağır yağan gözlerimin kırık sularını
V
susuyorum ey yâr daha konuşacak kadar vazgeçmedim senden dilimdeki vedaya aldırış etme kuralsızca inkar ettiğim a y r ı l ı k penceresini kapattı
Yalnızlık Abidesi
Kıbrıs.
Sevgi için yazılmış özlem dolu duygusal dizeler okuduk, şairi ve şiirini kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.
susuyorum ey yâr daha konuşacak kadar vazgeçmedim senden dilimdeki vedaya aldırış etme kuralsızca inkar ettiğim a y r ı l ı k penceresini kapattı
Baştan sona mükemmel sevgi seli hasret yüklü dizeler ve her daim beğeni ile dinlediğim çok güzel yorum tebrik ediyorum duygularınıza yüreğinize efsunkâr nefesinize sağlık başarılarınız daim olsu ,hayırlı Ramazanlar diliyorum.saygımla.
Can/ım'ın yokluğu tazelendi her dizede... Yine, yeniden dikti dudaklarımı can kokulu bir amin.
Aynanda hayatın çelimsizliğini aşamıyorsan aşk'ın sana biçtiği O'nun yokluğunun bekçiliğini kabullenmişsin demektir. Ölümle sarmaş dolaş nefeslerle, hayal meyal bile yaşayamazsın ayrılığın nezdinde.
Kekeme bir soğuğun keskin tırnaklarıyla mı yazıldı ki aşkın yazgısı çözülmüyor. Neden molasız ayrılıklara hak olur hep yârin(in) kırmızı ayakkabılarının sesine helal edilesi düşler?
Kimbilir belki de. . .
Ah uçsuz bucaksız masallar yağmalı oysa ayrılık bozumu g/ecelerin örgülü saçlarına. Sonsuzluk taşımalı peri kızları cennet kokuşlu ağızlarında. S'o'n sözü vuslat kapmalı kaderin yenik dudaklarından.
Yâri yaşarken eskimez zaman. Eskimez düşler...
Aşk düşmeden karanlığın ipsiz uçurumlarına, yıldızlarla dans etmek gökyüzü boyunca herşeye rağmen gül kokulu düşler ülkesinin umuda gebe bulutlarında, sorgusuzca gezinmek.
telaşlı yapraklarına usulca dokunuvermeli visâlin
O vakit ya vuslata an kalır şair ya da vuslat can alır!
Her ikisi için de değer...
Söylenmeye dair ne varsa susuşunda g/izliydi kalemin. Söylenenden çok susulanlar acıttı.
susuyorum ey yâr daha konuşacak kadar vazgeçmedim senden dilimdeki vedaya aldırış etme kuralsızca inkar ettiğim a y r ı l ı k penceresini kapattı süperdiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii cok güzel kaleminze yüreginze saglik selamlrimla
susuyorum ey yâr daha konuşacak kadar vazgeçmedim senden dilimdeki vedaya aldırış etme kuralsızca inkar ettiğim a y r ı l ı k penceresini kapattı çok güzel dizelerdi şair dost kutlarım...
inan ki ağladım şiirene muhteşem ya ben hep şiirlerinde darağacına çekiliyorum ruhumdan ince ince akıyorum nasıl sözler nasıl bir kalem bu anlamıyorum ki bu kadar etkileyici bu kadar içten yazıp okumak =( ayakta alkışlıyorum
sanki suç sesim de n’olmuş yani avazım çıktığı kadar sustuysam sen gittiğinden beri iflâhı kesildi sesimin bütün gürültülerin dilini kaybettim kırıldı çığlıklarım
ablasının gülü nefisti dizelerin ben bu kalemden dökülen dizeleri sesinden yorumunu hava kadar ab-ı hayat kadar seviyorum tebrikler ablam.:)
n’olmuş yani avazım çıktığı kadar sustuysam_________
Muhteşem...
Tebrik ve teşekkürümle.