Ve kopsun dilim.Sabahı görmem gerekir öyleyse yıkılsın karanlık taşlarla örülü şu gece ve kopsun dilim; ırmakları bağlayın avuçlarıma kirli ellerimle temizlenmiyor yüzüm. Fırtına artığı gözlerimi değil gönlümü görüyorum aynada; bir yanında zakkum ormanında sürünen dil bir yanında kuşku denizi ve yalnız bir peri parçalanıyor öfkeli dalgalarla lime lime dökülüyor kalbi; cehennemin ölüleri bekleşirken boş mezarın etrafında teneşirden düşüyor şair, hiç bir su arıtmaz bu çirkin yüreği ateşle yıkayın közlerle kefenleyin onu! En acı sözlerle gömün hiç çeknimeden sövün ardından bu ölünün, esirgemeyin bedduanızı örtün mezarını pis balçıkla hınçla gönderin son yolculuğuna! Bakın, hâlâ göğsünde sinmiş bir kuşku var; hep gönlü güzel diye gezdi oysa ne kadar çirkinmiş! Belki geçerim sırat köprüsünden eğer bilirsem aşkın bilmecesini! |