hep yalan
hep farklı bir yalanı yazıyor kalemim
duymak istiyorum sessizce hece hece ellerime dökülüşünü yaşların kalemimden akıtırken mürekkebimi dağılsın diye tüm sözleri hayallerin... acı bir ağıda dokununca sözlerim hep farklı dudaklarda bir defalık sevmeleri öğrendim iğrendim belki de tenlerinden bakarken yüzlerine aşikarane bir hevaya müptela olmamak için direndim ne çok yalanlar yazdım mutluluk üstüne tek gerçeğim ise kaçmak oldu her şeyden ve herkesten körü körüne.... söylemekten çekindim hep korktum belki de bağlanmaktan kendi kendimce kurduğum düşlerime... onlardan da korkuyorum evet unutmak var ya hani işte en çok ondan yaşlanınca iyicene tek kalmaktan belki de... alıştım sayılır artık deliler gibi nedensiz yere sayıp sövmeye insanlara söz hakkı vermeden infaz etmeye infaz edilmelere... belki de sessizce ağlamaya odanın en dip köşelerinde... çırpınırken bir hastane koridorunda koşmak gibi rüzgara karşı bir sahilde hep istedim belki de koşmayı koşabilmeyi yüreğimin yollarında kötürüm olmadan önce.... beli kırılmış kelimelerimin sakatlanmış istekleri arasında cam kenarlarına adını yazabilecek bir el istedim belki de yüreğime dokunabilecek bir el işte... ulaşamadığım o cam kenarlarında yağmuru izledim hep hiç değilse gözlerimden akan yaşlara ortak bulayım diye... hep farklı bir yalanı yazıyor kalemim acının kadehini içerken sarhoşu oldum ıstırabın hep ben hep ben yanmayı öğrendim ayılmadan bir kere bile... oysa sadece kendimce kendime bir hayal kurmuştum kimse yoktu ki orada hoş şimdi de kimse yok işte... yalnızlığın darmadağın evinde kiraya vermiştim ümitlerimi satılık oldu şimdi almak isteyen vefasız yüreklere... heyhat artık satacak bile düşüm kalmadı ki sessiz gözlerimde... kan çanağı olmuş ruhumun en aciz dilinde kesildi bilekleri sözlerinin susturmak istediler onu susturdum belki de ben kendim bile bile... hep farklı bir yalanı yazıyor kalemim cesareti kırılmadan seni gömmek için belki de kimsesiz bir çukura atıp kaçacaktı işte işte o gün bitecekti her şey yaşamayı öğrenecekti bu kız hayal okuluna yazılmadan önce... hece hece ilmek ilmek belki de işlerlerken seni gözlerime ben hep bir ışığın hayalini kuracaktım karanlık odalarda gelişinle başlayan bir düğünü izleyecektim işte kör olmadan önce sana ve tüm gerçeklere.... |