arka bahçefakir bir görüntünün ardında sıcacık bir yürekti gözlerimde kalan geceye karasını giydiren gücün arkasına saklanan ümitti nicedir kimselerin göremediği yerler farz edip yanlışlığın ibadetini sayıklarken anne diye ağlayıp aslında annemden kaçarken arka bahçede kaç dünyanın şekil değiştirmiş küçük ihanetlerini topladım... babasız bir çocuğun öksüz kalmış duygularını biçen vefasızların üstünü örttü zaman içimde doğan kaygıların alinin şeklini değiştirip ömer yapmaya çalışanların inançlarını satın alırken kahpelik pazarında kaldırım yosması gibi dayak yemiş umutlarımdı bunlar rujunu yeyip bütün acının gözyaşlarını siyaha boyuyor alçalmış zaman ... tefekkürü yok gönlümün ağdalanmış düşüncelerimden nefret ediyorum manikürünü de tamamlayıp yalanların yeni bir sayfa açıyorum inleyen çocukların gözüyle bakan dünyaya yetimliği suratına tokat gibi vurulan ölü canların yeniden dokunuyorum şefkat bozması bir duayla içine... ve içimde en çok sızlayan kabuksuz yaralarım kanıyor adını duydukça yalnızlığın bir el arıyor biliyorum vefa fedakarlıkları zulasına saklayan vicdansızların ininde en çok beni arıyorum bende olduğum günler içinde en çok özgürlüğü özlüyorum kaç kirli hayatın elinde bozulmuş bilmiyorum ben kimin için veyahut hangi hayatı yaşıyorum... arka bahçede ağlarken ben anne babamdan bozma anılarını sayıyorum bir bir üzerinde güneşin artık gölgeli olduğu bu yerde baba ben aslında ben hep seni arıyorum..... |
Ah hayatımızdan kayan yıldızlarla söndü mü umudumuz..
Umutdan önce tükenmeli ömür der ünsüz bir düşünür ki
umut tükenince boş bir ömür yaşamanın hiç de bir anlamı yok sevgili şairem değil mi..
Arka bahçelerin çocuğuyuz biz,
ellerimiz gül toprağı lekesi aklımızda masallar, annemiz hep yanımızda! babamız akşam isden eve gelecek, akşam yemeği derken balkonda çay sefası...gibi inanışlar ve dahi hikayeler ki mutlu bir masal bizim hep düşlediğimiz ölümden uzak, ayrılığa yasak gibi gibi..
Velevki seviyoruz hayal kurmayı zira orda hep işler yolunda,
oysa kavruluyoruz kendimizle, u'yanmalıyız! hayatın yalanları tükendi zira artık gerçekleri okuma zamanı defterlerimizden kara kaplı.
Ne çok yangınımız var bilinse,
ne çok kül kokuyor burnumuza ve ne çok eksiğiz şairem.
Yaralarımıza merhem olsun diye şiirleri seçtik ama bu seçim gönlümüzün gözünün perdesini açtıya, kaldırdıya gerçeklere işte odur budur biz gerçeklerin keskin ışığında yolumuzu karanlıktan aydınlığa çıkarıyoruz gözlerimiz kamaşa kamaşa.
Ki gerçekler acı
gerçekler kezzap dahi bir ateş dalı boğazlarda.
Evet düşünmek yoruyor bizi,
kaldırmıyor düştüğümüz yerden ve bu çok acı.
Aslında şiiri favorime alıp kaçacaktım şu yazacaklarımdan ama ne bağladı bilmiyorum beni, ellerim klavyede seni okurken gözyaşlarımı ağırlayan yanaklarımı silmek için zorlanıyorum.. ılık bir yağmur farzettim şiiri bu akşam üstü
ve
bereket olsun dedim bu yağmur kuraklığımıza zira ağlamak hele de bir şiir başında dizeler ile şifadır yetim ruha.
En iyisi toplayıp pılımı pırtımı sessizliğime çekileyim ben yine şairem
şiir kalsın burda, yine gelirim zira yine dokunur ve okşarım yetimliğini ruhlarımızın.
Hayata söylenecek pek de fazla kelam kalmadı, dileğim dilediğince olsun hayat açıdan, kederden uzak.
Kalemine, musiki hüznüne selam olsun
sonsuz sevgimle can..