İÇİNDE ANNE OLAN BÜTÜN KAPILAR - anneler günü özel
Dünyanın bir yerinde, bir kahvehanede, laf lafı açar…..
....., A kişi-Ben yedi göbek şuralı ya da buralıyım. B kişi-Sahi mi? Ne güzel. Bir belge ya da referansın var mı bu konuda. A kişi-I-ıh o yok işte. B kişi-Hay aksi. Peki ya sekiz ya da onsekizinci göbek. Onlar da senin gibi şuralı ya da buralı mıydı? A kişi-Valla yemin etsem başım ağrır. Onu pek bilmiyorum. B kişi-Bilemezsin, çünkü bu konuda senin kullanımına açık ya da doğru olduğuna yüzde yüz inanacağın hiçbir kaynak yok. Yedi göbek de dâhil olmak üzere, nereli olduğun ve hatta ne olduğun da dahil olmak üzere. A kişi-Ne demek istiyorsun sen. B kişi- Şunu demek istiyorum ki bildiğin her şey kulaktan dolma şeyler. Yani duymanın seni en az rahatsız edeceği ya da bilmenin seni en çok gururlandıracağı şeyler. Bu sadece senin için değil, benim içinde, bu ülkede hatta dünyada yaşayan herkes için de aynen böyle. A kişi-Lafı eveleyip-gevelemeden konuş ne demek istiyorsun. B kişi-Yani bugün kökeninden, ırkından dolayı, gene kulaktan dolma ya da duymanı istediğin bilgilerle donanıp, kendince lanetlediğin, anında küfrün en okkalısını salladığın bir kişi ya da bir halk, ırk ile aynı kökenden gelme ihtimalin, hiç öyle üstünden pas geçilecek hafiflikte değil. A kişi-Vururum ulan seni. B kişi-Yapmadığın şey değil, vurursun. Zaten “vurman” için o yanlış ya da eksik bilgilerle dolduruyorlar ya kulaklarını, beynini. Sen beni vuracaksın ki onlar ürettikleri silahlarını satabilsinler. Satabilsinler ki dünyanın tamamını kendi egemenlikleri altına almak için daha çok para kazanabilsinler. Ben de işte vurmadan önce bir an düşün diye bunları söylüyorum sana. A kişi-Nesini düşüneyim bu zırvaların, kaşınıyorsun sen. B kişi-Nesini düşüneyim olur mu? Sadece (hakkını verebildiğin takdirde) emin olman gereken tek şey olan “önce insan” olduğunu düşün. A kişi-Bittin ulan sen, dua et bugün “anneler günü” gidip anamın elini öpeceğim şimdi. Onun hayır duasını alayım ama yarın ensendeyim, bunu bil. Soyumu-sopumu karıştırmak ne demekmiş, öğrenirsin o zaman B kişi-Bir şeyi karıştırdığım falan yok. Herkes için söz konusu olabilecek bir ihtimalden söz ediyorum. Gerçi annenin böyle bir konu için sana hayır duaları olacağını da pek sanmıyorum, senden bir şey öğreneceğimi de. Neyse hadi git bakalım. Benim de gitmem gerekiyor zaten, uğrayacağım kapı çok. Senin annende dâhil dünyadaki bütün annelerin ellerini öpmeye gidiyorum. Ama sen gene de bir fırsat bulursan düşün söylediklerimi, olur mu? A kişi-Uzatma, çay paralarını öde. B kişi-Öderim merak etme, ama dur bir dakika… sahi sen hiç birisini sevdin mi? A kişi-? ? ? ..... Önce A kişi çıktı kahvehaneden dışarı, sonra da B kişi. Hava o kadar güzeldi ki. A kişiyi görüntümüzden çok çabuk kaybettik. B kişi, gagasında minik bir kırıntı taşıyarak başının üzerinden uçan ve sonra bir ağacın yeşillenmeye başlamış dalları arasına sakladığı yuvasına konan kuşu ve yuvadan yükselen yavru kuşların cıvıltılarını izleyip-dinleyerek keyifli adımlarla yürüdü. Onu da gözden kaybetmeden önce bir kapının önünde durup, zili çaldığını ve içerden gelen “kim o” sesine; -Ben...., Hiç tanımadığın bir çocuğunum senin. Elini öpmeye geldim... diye yanıt verdiğini duyup, sonra açılan kapıdan içeri girdiğini gördük… O an dünyada, içinde anne olan bütün kapıların zilleri çalıyordu.. …….. ÜLKEMİN VE DÜNYANIN BÜTÜN ANNELERİNİN..., ’ANNELER GÜNÜ’NÜ KUTLUYOR, ELLERİNDEN ÖPÜYORUM... Biliyoruz ki bir anne için en güzel armağan, evladının kokusunu duyabilmesi kadar onun yarınından korku duymamasıdır. Kendi soluduğu havadan çocuklarının üstüne de sinmiş sevgi ve barış kokusudur. Cevat Çeştepe |
’ANNELER GÜNÜ’NÜ KUTLUYOR, ELLERİNDEN ÖPÜYORUM...
Biliyoruz ki bir anne için en güzel armağan, evladının kokusunu duyabilmesi kadar onun yarınından korku duymamasıdır. Kendi soluduğu havadan çocuklarının üstüne de sinmiş sevgi ve barış kokusudur
çok güzel bir yazı okudum.Tebriklerkaleminiz var olsun.Sizinde annenizin günü kutlu olsun.Saygılar...