Son Fırtınaya
Son Fırtınaya
sessizlikteki tek ev...tozlu pencerelerinde ilk sesli düş... ağrılı düş gözlerimde sokağa esir mutsuzluktan kaçma oyununda en usta oyuncusuyum bulutlardan dem vurmanın... kımıldar hayat bir kan damlasında bile içim cız eder yokluğunu anımsayınca yağmur kokulu günün son kuşları güneş belli belirsiz şımarınca evlerin çatılarında kuşkulu solar aydınlık şakadan bir ölüm gibi toprağın şeceresi olurum ateşimle boyarım karanlığı anlamazsın... ve bahar bana mısın demezken ölümlerime arsız umutlara kanar yalnızlığım gidiyorum yine... saçlarımda avuç içlerinin ağaçsı kavrayışının özlemi gidiyorum yine uykudayken yeryüzünün kendine gereksiz güvenişi balkonum serçesiz ve sarışın bir şarkıyı çok görürken yalınlığıma hayat gidiyorum zehir zemberek... boşa gitmeyecek biliyorum soluduğum bu düş bu sancısı soğuğun iliklerime dek geçmişin kışlarına batık yanyana iki ağaç ayaklarıma dadanan çamur bulaşığı bir bardakçık çiğ ve açık çayın samimiyetsizliği boşa gitmeyecek biliyorum bu soluduğum gidiyorum yine gidiyorum zehir zemberek seni hep seveceğimlerde kalmadan sözcüklerin heveslenişi... son fırtınaya... Kağan İşçen |