Solma
Solma
temiz ülkülere benziyor bu cumartesi sabahının oynaşması uzak ağaçların rüzgara nazıyla göğü sevmeliyim... dışarımsın yitiksiz serçe ürperişli içim darma duman bırakılmış bir oturma odası kadar dargın gelişi güzel tüm sohbetlere güneşlenmeliyim okşayarak açık maviyi tatil kokulu... son kınasıyla güzün vuruldum yola düşen son yağmura ve asla üşümeden koşmalı çocuklar bir bulutun ardından ölmek de işe yarar birgün anne... yersiz kuşkulardan uzak inci mercan akşamlı bir kahve molasında anacağım son kez gözlerinin ışıldayan aksini yıldızımın kaydığı andaki son sancısında vicdanımın.... su akar gibi yalınsan içtenliğimin son gözyaşında yemiş yeşili serinliklere ayıracağım gülüşmelerimizin ışığını ikilemsiz ağaçlar aşık olacaklar eşgaline çifte yalnızlığımızın... bu bile yetecek mecnunla leylanın unutumamasına... soyadımız bahar şaşlığı ve güneşin arsızlığı saçakları kınsız... sürüklenen...dağınık sözcükler bile beni sadece sana bağlar getirdiğin bu nisana yalvarıyorum mevsimleri paylaşalım yeter... iki kişilik bir yer ayırdım uykumun en arka sırasından kirpiklerinin mahzun ezikliğine en derin düşlerimde avutmak için gönlünü... gönlün olmazsa uyuyamam bir daha... saçlarının elimde kalan yanında sızı gözlerinin bakışlarımda kalan yanında incecik kar yorgunluğu ve yaz öğlelerini ararcasına buruk bir mezar sessizliği büküyor belini tüm soluksuz umutların... n’olur solma... Kağan İşçen |
gözlerinin bakışlarımda kalan yanında
incecik kar yorgunluğu
ve yaz öğlelerini ararcasına buruk
bir mezar sessizliği büküyor belini
tüm soluksuz umutların...
n’olur solma...
Çok güzeldi,kalem daim olsun.