Durma artık
S-özüm sana ekilen bir sıfat
Durma artık bütün yollar sır’at Atın sürdüğü yol kalbe ırak Ak olan kar değil sana uçan iki kanat… Beni seviyor musun bir çelişki İki kişinin en deli ilişik hali Senin bulunmadığın durum eki Kalp Yalnızlık en içten sevginin isyanıdır… Kal Bana sarıldığın gibi sarılma bir başka adama Hep vardır uzaklaşan birini seyredende yara Ayrılık kesik dudaklar bırakır yârin ağzına Söylenmiş sözler Yardan kalan son acıdır Yarıma… Yarama… Sığ tarafa sığacak kadar acı mirasmış kalana Dediklerin önemliydi oysa bana Ve seni anan dilime farzdı Kıldığım vakit büyüyüp Sığman aşk yanıma… Sonunda susuldu Aşka kazındı tırnaklar Nakledildi kalpler Kal artık tamamen bir şart/kipi Yazdıklarım sana satır arası Aranan kalp düştü ve kırıldı Hepsi sen/sana aşk acısı… Ölülerin çığlıklarıydı o çalan plaklar aslında… Seni bulmak için koşan bir şarkı Şarttın dilimden kaymaya Kaya gibi içimde kalmaya Mayalansa da için aşk tutmadı asla… İçsen gözlerimden bir iç olmasan da Kırka bölerek acını saklasam Her birinde bir kırk yıl daha kalsam Sanmam Sen iç’emezsin Senden sonrakiler iç’in gidemezsin… Yolum düşer mi sen hasret bağlarken kollarıma Kordonumdan kesmişken ayrılık beni sana Büyümeler sana kalsın Ben içindeki o buruk yara… Burkuldu aklım sana Yatır bütün düşlerini iyileşeyim… Her aşk kendi katilini yaratır Eğer öldürürcesine sevmişsen… Şimdi… Kanayan yaralarımdan damla’yanım Su gibi akanım Doldurdum o susuz tası İç ve kurtar İyilik değil bu sana aşk yüreği… Dayanmaz nasıl olsa... Şimdi renk körüsün kalbimin Kör değilsin aslında şimdi sen… Her zaman renksiz seveceksin... Renk körüsün… Çünkü sen… Renklerde bir anlamda dilsizdir Bana susup gitmelerini hatırlatır… Her kanadığında boş yanım… //Ersoy/ |