Bir ŞAirin GecesiBir şairin gecesi Yazıyorum Amatör şairin gecesini, Çekilen acıları ve yoksulluğu ögrenen adamın zamanını, Zulümler bomba gibi yağınca dur diyenin olmadığı dünyayı. Şeytan ve tanrıdan ayırdım kendimi Umursamadan vaadedilen cennet ve cehennemi , Yürüdüm küçük gösterişsiz gece kondular arasına, Ve geride biraktım, unutmanın bilgelik sayıldıgı karanlığı. Doluca şarabını yudumlarken,Bulandığında midem, Ölümcül bir hasta gibi, yere diz çöken mahkumdan farksızdı suretim, Ne zaman yalnız kalsam, Yanlış bir anne tarafından doğrulduğunu düşünen, göçmenden farksız olurum. Sormaktayım kendime,nerede bu insanlar? Anam,bacım,karım Bıraktım onları belkide damsız,duvarsız yurdumda, Yiyecek ne çörekleri Nede kuru soğanları vardı, Uyurlardı üçü bir arada, Şimdi anımsar gibiyim, Bıraktım onları Varoşların diğer yakasına. Görüyorum Kırmızı eteği,uzun sarı saçları, yüksek topuklu ayakkabısıyla Natalia’yı, Bedenini pazarlayarak soymaktayken beyleri, Petersburg’dan onu getiren rüzgar, Tersine dönüyor ve sürüklüyor yurduna Nataliya’yı. Kar yağıyor bazen, Gökyüzünün turuncu rengi, dogurmakta beyaz renkleri, Güneş gösterirken yüzünü,eriyor ve akıyorlar, Suskun bir ter gibi, agaçların arasından, nehirlere, O damlalarda görüyorum Kavmim kadınlarının gözyaşlarını. Şimdi o meraklı bakışlarımdam sıyrılacağım, Sadece kendimden kaçmayacağım, Boş anlamsız sözcükler söylesemde,kendimi dinleyeceğim, Şayet tutulursa dilim,Yüreğimi. Ah kendi kendisini tüketen ben, Neden yorarsın beynini, Birgün gelecek gülecek insanlık, Kaldıracak,hatta gömecekler silahları, Herşeyi kaldırıp atacaklar, Susturulacak bombaların çığırtkan sesleri, Mapuslar,hücreler müze olacak Bir maddenin kanıyla beslenenler utanacak, Yeniden bir dünya kurulacak, Hatta ben bile atılmak isterim Son okurumun gözlerinden, Yeterki karanlığa mahkum edilen, son insan o olsun. Devrim Dokdere |