EZBERLENMEMİŞ MEKTUPLAR
Kimine göre ölüm,
ezberlenmemiş mektuptu. Oysa her mektup ölçüsüz bir yaşamdı. " Umut, kitlesel duyguları saksısız çiçeklerin yüreğine kondurmaktır" dedi şair. Bu çiçekleri sulamak gerekir. acının başkentinde savaşırken, güneşe diz çökmüş analar ve çocuklar. Savaş, pulsuz mektuplardan aldığı gözyaşları ile kendi nehrini yaratırken, aynı nehrin kıyısında ölümü yudumlayarak uyudu çocuklar. Çatlayan kayalardan duyulan öfke, yerini sessiz ıslıklara bırakmış. Böylesi sessizlik, Yeni doğmuş bir bebeğin, Taze bir ölü çocuk yanağına dokunabilmesi kadar dokunaklıdır. Herkes birazda kendi tanrısının celladıdır. Ölüm, bir ibadettir kana susayan dinin Hoşgörüsüz kıble’sinde. Kara böcekler, Karayağız babaları ve evlatları kurban ederken; Kendi tapınaklarını gözyaşları ile yıkar analar. Adına güneş diyorlar. Güneş batarken; Vagonlarındaki pencereden zulmü izleyen tanrılar, Kendi kuralsız çelişkilerinin cehennemine yol aldılar. Kim öpebilir bahtsız çocuğun Toprağın sıcaklığında eriyen ayaklarından? - ki solgun yüzleri yontularak düşer yanaklarımdan.. Vahşetin kentinde, Kendini saklayan ölü resimler Ve gecenin eteğini kendi dölleri ile indiren pezevenkler, Avuçlarında ki yılan derisini yüzdüler Ve sonra Gökyüzünün tan rengine benzeyen çuķurunda Sallandı gövdesiz başlar. Yapraksız akşamdan kalma cesetleri, inanç şurubu niyetine yudumlayarak kaçıştı soysuzlar... Ve başladı tüm mektuplar gece üzeri sövmeye. Ve yer yüzü tanrıları; kendi tapınaklarında, Kendi peygamberlerini öldürmek adına yemin ettiler. Beraber yudumladıkları kan şarabını kutsal sayanlardan birisi; kendi elleriyle avuçladığı tozlu sakalları öptü. Adına "uzun adam" dediler. Soysuzlar çetesi, Bir gece çekilirken kendi inlerine, Rûzgâr pencerelerini bir çocuğun öfkesiyle yumruklayacak. Zulmün mürekkebini avuçlayan kalemler, kendi şafaklarını taze bir ölü resmiyle boyayacaklar. Kuşkusuz, ihtiyar gökyüzünün bütün mektuplarında kucaklaşacak ölü çocuklar.. Kalbin en kitapsız sayfalarını yakarak, Umudun ve direncin şarkılarında halaya duracak yoksul analar. Öyle ki; O gün - O gün uzun adam(lar) ezberlenmemiş mektupların sayfalarında Kendi nutukları ile tutuşacaklar.. |
Tebrikler.