SUSTURULAN SESLENİŞLER
Tüm şarkılarım, kuşatılmış bir aşktır.
Beni, avuçlarına alarak solgunlaşmanın ve kurumanın yitik kentine sürükledi. Ben bu aşktan geçtim, Ben bu aşkta beni Güneşe ve yıldızlara kurban ettim. Sen belki Toprağın derinliğine işleyen ağaç kökü Sen belki Bir ağaç dalı, umutsuz dileklerin asıldığı.. Sen belki ölüme soyunan et yığını Sen belki, iki dudağın arasına sıkıştırılmış sözcük Ya da ümitsizlik şarabını yudumlayan Sarhoşun naraları. Sen belki Hasretin ceketini giyen zavallı aşığın kavrulan yüreği.. Sen belki terk edemediğim ansın Gözlerime dikilen zamanın, dünya ’ya ve yaşama meydan okuyuşu Ve ihanetin sahnesinde Bir insan canı daha kurban ederek, barışı imzalayan katil. Ey Susturuldu imgeler Susturuldu kalem Susturuldu geceye düşen kadın.. Bir güneş parçasının varoşlardan aldığı duman yığını Benim suskularımda boğdu yoksul umutlarımı Ve gömdü ayetsiz darağaçlarının gölgesine.. Benim öldürülen azınlıkların bahçesinde, gezinir artık çığlıklarım Ve ‘’uzat ellerini’’ diyen Kendi elleriyle sıktı boğazını. Taşıdım bulutlara kendimi Yağmur olacağım, yağacağım, yağacağım Ve kuşlar kendi kanatlarında taşıyacak ıslaklığımı Taşınacağım İki kiraz düşerken dalından Toprağı öpeceğim alnından Ve bir göz kapanışı ile ulaşacağım ölülerime.. Bir uyuyan var orada Aynı siyah saçları, ince dudakları, sıska parmak uçlarıyla Bir erkek çocuğunun gelişini bekler.. Bir hikâyesi var benim ölülerimin Sokaklarda biriktirdikleri harflerden Ve bir şafak tarafından gebe bırakılan yoksullukları Biçimsizce adaletin önüne sunan Cam kırığı cezaları yaşayan öyküler.. Ve öyledir Birileri öykülerini yazar Ve birileri okur Hiçbir göz Çukura doldurulan sözcükleri anlamayacaktır.. Ben aşkları, kuşatmaları ve seni biliyorum İçimde yaşayan Ve yüreğimin başucunda oturan Usul usul söylediğim şarkı Küçük yaramaz bir çocuk Geceleri bir sayıklayışla gülümseyen Ve güneş doğarken içimde büyüyecek olan.. |
selamlar