Aralıktaki Aralık
eski günler olurdu senden sonrası
ay parçası bir çocuğun en sevdiği şaka anı gün başlangıçlarına köprü olan acının kekremsiliği eski filmlerde kalan masumiyetin kabullenmesi bütün sonları... haşır neşir olduğum bu öylesine akıp gidişte çifte hıçkırıklar dolaşırdı ayaklarımıza aramıza sokulan masaya bıraktığımız hüzünde çıplaklığımıza umarsızlığı güdük yorgun zamanların... ve sanırım bir ben sana benzeyerek sensizleşeceğim çünkü daha uzaksın kendine bir benden herkesin son diye sayıkladığı o aralıkta bitireceğim bütün sonları... kendimi sevmek için çalıştım sana benzemeye seni sevdikçe tanıdım kendimi herkesin bitti diye sayıkladığı o aralıkta göze alarak uzaklaşmayı kirpiklerinin son halinden üstelik çocukluğumu anlayamadan özellikle öğlen sonları saat dörde doğru ve de erteleyerek ölmeyi bütün cumartesileri bütün sonları... bütün parklarda parmaklarını çayıma bandırınca yeryüzü seni yorduğum anlar kadar yaşamaya çalıştım seni ne kadar sevdiğimi anladığın anlardı aslında hüznümden kaçtığın anlar ama siyah yağmurlar alamazdı asla çocuğumuzu yüzü pencereli içinin gövdesi bomboş dışı ağaçlı işte herkesin çok karanlık diye sayıkladığı o sahanlıkta özleyeceğim bütün sonları... kağan işçen |
seni yorduğum anlar kadar yaşamaya çalıştım
seni ne kadar sevdiğimi anladığın anlardı aslında
hüznümden kaçtığın anlar
ama siyah yağmurlar alamazdı asla çocuğumuzu
yüzü pencereli içinin gövdesi bomboş dışı ağaçlı
işte herkesin çok karanlık diye sayıkladığı o sahanlıkta
özleyeceğim
bütün sonları...
Çok duygulu güzel bir çalışma kutlarım sizi.