Ağrılı Sızılı BitkinI nereye not etmiştim unuttum gecenin yalınayak sıcaklığını kanının tadını almıştım ellerindeki sudan hayat su tadında maceraydı akıcı ve lirik şiirlerden sözcükler aşırdım çaresizdim saçlarındaki bakır hüznün ümitvar iletkenliğini anlatabilmek için... ağrılı sızılı bitkin II kenar mahallenin pazarları tütünle aldırmaz bakarkör evlerin eskiliğine ve çocuklar hala yeni bir ömür bekler gibi beklerler yolların bitimli aydınlık masallarını bütün felsefelerden habersiz... ağrılı sızılı bitkin III iğneli ağaçlar saçlarıdır kuş yoksunu caddenin kahvehane masalarında büyük sarı kağıtlar zamanın üstünü örten gevrek birer yorgan gibiyken ayakkkabı tamircisinde yok olmuş yarenliğin direnişi huzurlu...güya...güya...ben...ordayım... bez cüzdanın içindeki geleceği geçmişiyle anlamlı berekette... ağrılı sızılı bitkin IV her caddenin köşesinde açıkta halka tatlı tablada maydanoz turp portakal ve çorapları topuktan yırtık kahve rengi dişli mülkiyet kavgası... şalvar giymeyi düşünüyorum geniş bir zaman aralığında... ağrılı sızılı bitkin V dumanlarını özlemişim kaldırımlarının karşıki evin genç kızı hala içine kapanık ve eski pardesüsüne sarmakta gene yoksulluğunu... küçücük bahçelerde selvi ağaçları iniyor yüreğine çıplak damların ıslak havaların hüzün tohumları bıkmadan usanmadan esmer olmak iddiasıyla öyle sokulgan olurlardı ki yağmur yağdığında hep hastaydım bakarken oraya... ağrılı sızılı bitkin VI babam ölmemişti temiz çamaşır kokulu odalarda pusudayken saniyeler sokak kedilerini izlemeye çıkardım her gece saat üç ile dört arasında kendi gecesine kinli düşman yabancı bir kentte ve uzağa meraklı olmak en büyük mutsuzluğumdu aslında aslında ben evlere ve sokaklara yakınlaşmaya sevdalıyım hiç sahil görmemiş ben... bir kaldırım kenarı tortulaşmasıyım delirmişçe demesi fazlalı aslında... ağrılı sızılı bitkin Kağan İşçen |