(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Göllerimde mavi gezginler dolaşıyor, Damarlarımda olur olmaz yüzlerinin aynası, Henüz uykusundayken ismin, Bir yaradan kurşun çıkarır gibi, Sök al adının baş harflerini gök kubbemden, Tutsağa dönüşmeden ihanetin, Sancılarınla birlikte tütüne bas yaramı, Yedi uyuyanların, uykusu gibi, Uykusundaydım gözlerinin, Ölüme uyanır gibi, Uyandım, yalan dünyana Kan kusan yaratıklar gibi, Anıları kusup duruyorum avuçlarıma…
BEN ÜZGÜNÜM BU BÜSBÜTÜN ŞİİRİ KESMEK ZORUNDA KALDIĞIM İÇİİN.Çünkü, şiirin ilk bölümü beni benden aldı gitti.güçlü imgeler ve birikim gerektiren söylemlerle giyinip kuşanmış tam donanımlı bir şiirdi.tebrik etmek düştü payıma kalemkar dost...saygımla....
hüzün şairi tarafından 12/19/2010 2:00:15 AM zamanında düzenlenmiştir.
Hiç yapmadığım bir şeyi deneyeceğim. İmgesizliğimizi de, çok imge artık simgedir nitelediğimiz için, kendimce haklı olduğuna inandığım nedenlerle biliyorum, yoğun duygusala ve duygusallığa olan yaklaşımımı da elbette...
Bunun için ve baştan, çok iyi niyetli olduğumu, emeğe saygıyı asla ilkesizleştirmemek gerektiğinin önemini de biliyorum. Bunları belirterek şiiri farklı bir açıdan olacak anlayışıyla, bir eleştiriye tabi tutmayı deniyorum. Denemek -yeni- aramaktır. Böyle anlaşılsın istiyorum.
Şiire genel bakış yaptığımızda ki; makro bakıştır, şunları görebiliyorum, şiirdeki genel yaklaşım; aşktan sebep üst insan ya da; insanı kompleks (çelişkili/zıtti) görmeyen, sadece -iyi- gören bir yaklaşımla kaleme alınmışlığıdır. Yani daha Edebiyat'a uygun söylemiyle; şiirsel değerler ve imgeler hep soyut. Ama ve özellikle ilk ve de son şiir ayıraç bölümleri (uzun kıtalar), çok tutarlı...
Göller de mavi gezginler dolaşıyoru, anlamaya çalıştım. Mavi gezginlere yerinde bir anlam örtüşmesi yapmayı, tam başaramadığımı da açıkyürekllikle belirtmeliyim. Bu söylemimiz, şiirin ve oradaki imgelemin estetik olarak fena durmadığını söylememize de engel değil; söylebiliyorum.
Sonra, yaraya kül basmak dizesine, versus; tuz basmak örneklemesine bakalım istiyorum. Burada, acizane ve elbette, benim anlayabildiğim, değerli şairimiz bir, çok çok acilcilik hissi algılatmaktadır, böyle amaçlamıştır. Kül basmak, ölümcül aşk darbesi ile alınmış ağır yaranın, yine ölümcül ve çok yoğun bir sonucu diyebileceğimiz kanamasına kül basmak sureti ve deyimiyle, öncelikle durdurulmasına çağırıyor.
Tuz basmak ile beraber ve anlamaya yönelk düşününce, o deyim kavramı, daha bütünsel görebilme durumuna sahibiz. Tuz basmak daha otacı, esenliğe yönelik bir tedavi biçimini çağrıştıran bir deyimken, kül basmak ise söylediğimiz gibi; daha acilci, aşktan öldürücü niteleyebildiğimiz, yoğun kanamayı durmayı elzem görebilmektedir.
Ben, buraya şiirdeki genel baktığımızın uygunluğuna istinaden, yerindedir diyebiliyorum. Aşık, bir ve her nevi iyi olmak konumunu, aşkını kaybedip, aklının devreye girmesi ve aşkın, insandan asla değerli olmadığı gerçeğinden hoşlanmayabileceği zannıyla, hep reddetmektedir, korkutucu görmekle, ölmeden, ama aşktan ve elbette aşk adına sürünmekten de zevk alan bir duygu/psiko yoğunluğuyla yaşamayı tercih etmektedir, diyebiliyorum.
Anlayabiliyoruz, aşka asla, tümel insanlığa verdiği tahrişat, aşıka da asla Bağdat sorulmazmış !
Devam edelim izninizle: Sonbahar devşirmeliği, yaz mevsiminden alınmış, hazan ödünçlük devşirmeliği mi yoksa ön eksiz devamı kış mevsiminin hüznünü mü anlatmış, burayı imgelendirmekte birazcık zorluk çektim. Kabahati kendimde arıyorum. Aşk ve hatta hep saçmalayıp durduğumuz gerçek, saygılı ve bütünsel sevgi kavramları bile, bunlar adına, bir başka aşk veya sevgi öznesi olan -insan- kavramını örselemeyi, yaralamayı, kimi zaman istismar etmeyi gerektirmeyebilmelidir...
Böyle düşünmek, şiirsel ve ilahi aşkı anlamamak, kimi dostların söylediği gibi sevgi tanım ve eylem tarifleri yazmanın aşk veya sevgi eyleminde bulunamama korkaklığıysa, bu anlaşılmayabilir. Belki de anlaşılabilir, bu hal şiir gibi; görecelidir, böyle anlaşılabilir ya da... Anlamak veya anlayamamak biraz da, bulunduğumuz durum ve konumdaki halimizle ilgilidir. Üst genel ya da bütünsel bir anlamlandırma yapmak iradi eylemi ile zorlansak da anlayabiliyoruz...
Bütün anlayamama eksiklikleri kendimiz(d)e, yaptığımız eleştiriler ise hep yazana, şiirsel yaşayanadır. BU bizim acizane ve halisane niyetli katkımız anlaşılsın lütfen... Ve lütfen bunu böyle değerlendirelim. Biliyoruz yazılanı ki, okumaktır; okurken düşünmek ve yazılan anlamlı ise yazmak şekliyle; bu düşüncelerin gelgitiyle sessiz konuşmaktır.
Şiirin çok yerinde, hep imgeler çoğul kelimlerle derdini anlatmış, hemdertlerde çoğul sözcüklerle o şekilde güçlendirilerek aranmıştır. Şiire yönelik bir başka görümüzde budur. Çoğul özneyle şiirsel söylemi, yine çoğul dinleyici/okuyucularada anlatarak hemdert aramak, güçlendirmesiyle oldukça mantıklıdır. Öznenin yaşadıklarını güçleştirme ve güçlendirme çabasıdır diye anlayabildiğimi anlatabiliyorum.
Ve olumsuzlukla anlama kısır döngüsüne düştüğümüz bir örnek,
"...Damarlarımda olur olmaz yüzlerinin aynası,"
Sevgilinin burada zikredilemiş olan çok yüzlülüğünü, her ne kadar politik bir kimlik gibi algılansakta (ki değiliz). Çok yüzlü, çok politik bir maşuk gibi mi düşünmeliyiz?
Burada hem çok yüzlüler çoğulluğunu, hem de tekil düşünmeyi deneyerek, sevgilinin ve yoğun etkisinin güçlendirilmesi olarak bir kullanma amaçlanmışlığı mı anlatılmış; ben anlamamış bulunuyorum.
Dervişin fikri neyse, zikri odur olarak değerlendirip de, gülümsemeyin lütfen :)
Bunu, değerli şair, daha anlaşılır sözcükler kullanarak ben şiir cahiline (en azından) anlaşılır kılarsa, değerli juriden hakkıyla takdir ve tercihlik görmüş bu eseri, yine ben gibi iyi şair ve iyi şiir cahilleri de daha iyi anlabilirilirler. Bu amaçla ve izninizle bunu önerebilmeyi ve böyle anlaşılmayı rica ediyorum.
Sonuç olarak, şiirinizde hep aşırı soyutlandırma görüyoruz, aşırı soyutlmayı bir felsefi kural olarak, çok somut verilere çekildiğinde, net somut veriler ve bu tür anlamlamdırma imgeleri ortaya çıkartmak hali olarak, bildiğimizden; tamgörmek gerekirdi. Ben tamamlayıcı anlamda somut göremedim, soyut ve yoğun imge, hoş ama feodal/klasik değerlerle anlatılmış bir öldürücü aşkın, kanamasını durdurma ve öldürmese de süründürme tematiği ile okudum.
Okuduğum banadır, saygı ise; size ve emeğinize....
Aşk budur.. Anlayabiliyoruz.
Değerli şair, kendimce farklı bir şiir eleştireli denemiş bulunuyorum. Amacımı aştığım yerler olmuşsa, baştan söylemeliyim ki; yazanın eserini eleştiriye açması, okuyanın haddini bilmesi kural, yaklaşımıyla, bunu denedim.
Bu açıklamalarla ve tekraren sizi, eserinizi seçkiye gelişi nedeniyle kutlarım.
Esenlik dileği ve saygılarımla...
Göktürkmen tarafından 12/18/2010 5:32:54 PM zamanında düzenlenmiştir.
SAYFAMI TEKRAR ONURLANDIRDINIZ, DEĞERLİ KALEM DOSTU SİZLERİN YORUMLARIYLA GELİŞİP BÜYÜMEK TEK GAYEM. BU KADAR GÜZEL BİR ORTAMI BİZE SAĞLAYANLARIDA SİZİN VESİLENİZLE KUTLUYORUM...ÇOK TEŞEKKÜRLER, SAYGI VE SEVGİYLE KALIN
SAYFAMI TEKRAR ONURLANDIRDINIZ, DEĞERLİ KALEM DOSTU SİZLERİN YORUMLARIYLA GELİŞİP BÜYÜMEK TEK GAYEM. BU KADAR GÜZEL BİR ORTAMI BİZE SAĞLAYANLARIDA SİZİN VESİLENİZLE KUTLUYORUM...ÇOK TEŞEKKÜRLER, SAYGI VE SEVGİYLE KALIN.
Damarlarımda olur olmaz yüzlerinin aynası,
Henüz uykusundayken ismin,
Bir yaradan kurşun çıkarır gibi,
Sök al adının baş harflerini gök kubbemden,
Tutsağa dönüşmeden ihanetin,
Sancılarınla birlikte tütüne bas yaramı,
Yedi uyuyanların, uykusu gibi,
Uykusundaydım gözlerinin,
Ölüme uyanır gibi,
Uyandım, yalan dünyana
Kan kusan yaratıklar gibi,
Anıları kusup duruyorum avuçlarıma…
BEN ÜZGÜNÜM BU BÜSBÜTÜN ŞİİRİ KESMEK ZORUNDA KALDIĞIM İÇİİN.Çünkü, şiirin ilk bölümü beni benden aldı gitti.güçlü imgeler ve birikim gerektiren söylemlerle giyinip kuşanmış tam donanımlı bir şiirdi.tebrik etmek düştü payıma kalemkar dost...saygımla....
hüzün şairi tarafından 12/19/2010 2:00:15 AM zamanında düzenlenmiştir.