anahtarlarımı kaybettim bir kalbin kapısında nasıl bekleniri bilmiyorum
merhaba gülümseyen çirkinlik yine yüzünde aynalar açmış yine duvarları çiğnemiş dişlerinle gülümsüyorsun sabahı olmayan bir geceyi mi yoksa dünyayı mı öldürdün koynunda
adına yaslanmış uyuyordum “melun” diye bir sesleniş ile uyandım bay melun! bay melun! kimsin dedim pejmürde sesimin perdelerini çekerek yer misin gök mü yoksa hazlar imparatoru sen misin bir zamanlar sonsuzluk kadar aç bir evrenin vardı senin damarlarından altın külçeler taşıyan kağnılar geçiyordu iştah adlı kara bir köpeğin vardı, içinin ağıtlarında uluyup dururdu en son bir satranç tahtasında "David Galiath" matında ölmüştün öyle güzel ölmüştün ki içimde utanmıştı kalbim, yüzünü defalarca özlemeye
velhasıl hayat makas değiştirdi, acıların sağır düştüğü o dönemeçte bir savruluş ki; isimler, yüzler havada tuz buz tam birden dokuza kadar saydım ismini duymanın bir alfabesi olduğuna hiçliğin bir sesi olduğuna sardunyaların bir kalbi olduğuna aldırmadan -dokuzdan devam ettim saymaya seni...
-hatırla bir miting meydanında omuz omuza çürüyorduk kürsüde kelimeler cümle cümleler hayal kırıklığı olmaya devam ediyordu taşlardan adam yontmaya çalışan heykeltıraşlar karnından konuşan kuklacılar ve kuklaları tezgahlarda; cennette arsa satan tanrı dilli emlakçılar rengarenk boy boy putlar ve putçular çarşısı ahalisi ve biz; aynı ülkenin aynı bayrağın ağzı simit kokan çocukları yoksulluk şakağımıza dayalı paslı bir namlu içimizde bir tırmanmak, bir dağ, bir merdiven, bir gök bir de içten içe la havle -la havle...
yüzün kuşlara karıştıktan sonraydı tanrısı olmayan bir kelime gibi, melun melun imansız bir boşlukta sana çürümek üzereydim yurduna dön dedi derviş yaşamak ciddi bir iştir yurdum dedim dermanıma benziyor, çok yorgun yaşamak ise; damarlarımdaki hiçlik koşucusu koş koş koş bitmeyen bir tiktak yarışı aslında dedim insan; yüzünden değil huyundan, sesinden değil bıraktığı hatıralarından tanınır -en çok...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bay Melun şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bay Melun şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
özgürlüğün ve hiçliğin iç geçiren sesinde, ışıkların, renklerin ve küskünlüğün taşındığı yağmurda ıslanarak yalnızlaşmak
garip ve derin korkuda sesi yok,yüzü yok özlemlerin/ ellerim cebimde bir boşluğa düşer gibi gölgeler,pencereli zamanlar hep aynı karenin aynı saat ve sessizliğin kalabalığı...
biriken tozları siliyoruz her seferinde hatırlayarak adını yeni bir bilinmeze.. harfler,cümleler ve sözcükler birbiriyle iç içe giren bağlarda bulaşamayan nakaratlar
Boşluğun sağır düşüşünde düşler zaman yitiyordu biz çürüyorduk herşey peşin sıra rengarek boy atarken bir ıslığın hayaline ölmek
Yaşamak koşuşu bitmeyen bir yarış koş,koş,koş
içimin gök rengi merdivenlerinde ayaklar dağlar,kuşlar ve
karnından konuşan kuklacılar ve kuklaları....
Menfaat uğruna hep karınlarından konuşuyorlar, Tebrik ederim.