I- Bu gece senin kalbinde uyudum Ve sabahlar şehrimize hiç uğramasın istedim
Eyzün! ! ! Mahşerin ne işi var gözlerinin yamaçlarında Bu ikiye bölünmüşlük Bu sonu sensizlik ve güz hışırtısı Söyle dallarını kime kırdın / Ey nur-ı ayn’ım
Ey serv-i Hirâmân Ey ezhar Ey ra’şan ruhlum Bak, yüreği kör bir inilti / içim Her yanım sis ve gölge Gölge ve iz
Kâkülünden sarkmış mevsim sardunyaları gibi Saçlarını hep aynı güze tarıyorsun Ve Yağmura ayaklanmış gözlerin Gecenin dallarından yıldız aşırıyor / gözlerime
Bir dal ötede, Gülşen saçlarına konmuş / eyzün -Birazdan ağlayıp ölecek iki serçe kalbi atıyor, kalbimizde
II Senden sonra, kendini de terk eden adam Tanrılarını gerdiği çarmıhın dalında, gül yetiştiriyor / şimdi…
Ey bahar ıtri Hüzün demi Şimdi mevsim; boşalan aynalar girizgâhı Ruhumuzda yitik kent şarapnelleri Yaralı ve kirli atlar rüzgara karışıyor Zaman kırışıyor An ağarıyor tel tel Asude bir el dokunuyor kalbin merkezine Gaybın aynasında aşklaşıyoruz
Yalnızlığı uçuran kanat Kendinde kaybolmuş gölge gibi -Sen yangınında sancın; Yokluk terazisinde varlığımı tartıyor gibi Maşukun duası gibi Sen gibi Aşk gibi
Ey saçlarında ıhlamur çiçeği taşıyan şehr-i yâr Çatıların kızıl kıyamet aksa Gül ile ağlaşsak Tarumar geceyi Düş ağrılarına çarpa çarpa Göğe doğru büyüyen Kuş olsak çığlık çığlığa Senli benli yalnızlıklar gibi Yürüsek kalp kalbe…
-Ve dağılsak çim rengi yüzümüzde, cam yağmurları gibi
IV-
Eyzün! ! ! Eyzün! ! Ey yüzü hüzün! Geceme ay doğsun yüzün Bu yağmurgecesi Güz evleri içinde / seyirdeyken alemi Maveradan göründü şeb-i Yelda, yangınlardaydı gül Bir firak düştü ki kalbe, sanki iki ayrı kasvet-i bülbül
Sen ve ben Kekre dilimizde, dua derinliği / ve hep bir bütünün ikiye bölünmüş kavuşma hali…
Bak şimdi Hercai mevsimler zamanı Yanık güz salıncakları Islak ve paslı bir mühür O, iç içe kırgın kırımlar şeydası O, eflatun bakışların Şavkın potasında eriyip çoğalan an gibi
V-
Ah ahirim / eyzünüm Yüzüm, eski pencerelerden sarkıyor Dışarıda güz desem, bildik şairler uçuşacak eylülün dallarına Kızgın kalemleriyle, şiire dokunacaklar Uluorta üzecekler seni Üzecekler eyzün Ve adın ellerimde titreyecek, bir boşluk vakti…
Ufkun yedinci mevsim penceresinde / gözlerin Sudan süvariler gibi, çeliğe yürüyor Damarda kan duruyor Usul usul Ve şerha şerha / teke bölünüyor her şey Şahikaların yağmura duruşu gibi -sakla O’nu kalbim Diyor aşk…
Ben yine Bilmediklerimin derinliğinden geliyorum Bildiklerimi; yalınayak bir çocuğun, mahzun ihaneti sayarak Ki bak, Topluyor dudaklarını gökyüzü Tenimin duldalarından Sen izi bırakarak
VI-
-aldanma sen kuşlara, onlar hayatı hep dikine sevdi
Öyle uzakken kendime Rüyalarımın ötesinden bir muştu düştü ezanlarıma Amberlerin nefes izleri uçuştu / efil efil Donuk bir baldıran ağrısı gibi Zamanın nabzını tutuyordu gözleri
Oysa biz, her eylül Leyla ölüyor Kays diriliyorduk…
Ver elini eyzün Aşkı tene kefen yapıp Allah’a gidelim…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Eyzün şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Eyzün şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
bir ağacın gölgesinde serinlemek gibiydi bir nehir kenarı gibi huzurlu cennetten bir alıntı olmalı bu şiir :) öyle böyle değil. hüznü aşkı eylülü kalbimize ince ince betimleyen şair
Bu aralar edip cansever ile tatlandırıyordum ruhumu bu sabah bu şiiri sürdüm dilime gözlerime arındım canlandım biraz da hüzün ayırdım bir köşeye .... Güzel şiir Güzel kalem