18
Yorum
63
Beğeni
0,0
Puan
2669
Okunma
sayımcıya sordum; beni de saydın mı?
ben dedi yalnızca yaratılışı sayıyorum
fısıldayışları, doğan şeyleri, bahara ekilen tohumları
özlemlerin içindeki gitgide çoğalan o arzuyu
yani kısacası yaşama dair olan ne varsa
-yok olan şeyleri kör bir dostum var o susuyor
hadi Teo;
çıkar aklının ayakkabılarını da
-içimizdeki siyah şahı devirelim
görünmeyeni görebilmekle başlayalım oyuna
biliyorsun, satranç tam bir hayatta kalabilme sanatıdır
çok zeki olmana gerek yok, ruhun kör olmasın yeter...
örneğin bu şah; hayatı temsil eder, mat ölümdür
şu yanındaki vezir, o senin hayat içindeki gücün
kaleler ise; korunma, güvende olma mabedin
atlar; zapt edilemez özgürlüğün
filler; uzakları keşfetme arzundur
şimdi sıra en sevdiğim, önemsenmeyen güç; piyonlarda
piyonlar senin hayal gücündür
hepsi kendi içinde; bir vezir olma tutkusu, bir aşk barındırır
aslında onlar;
yaşamın içindeki kaçırdığın bir sürü ayrıntının toplamıdır
en büyük güçleri ise
-güçsüzlükleridir...
hadi gel
bilmenin dışına çıkalım
gücün dışına
unut stratejiyi
rakamları hesapları, üç hamle sonrasını
şahlıktan, vezirlikten sıyrılıp
sırt sırta iki piyon ölene kadar savaşalım
bu çağ diyorum bize göre değil
ellerine göre hiç!
kime rastlasam kalbimin kabrinden geliyor
sonra buyur diyor geç otur, kalbim senindir
kendimin yakasından tutup, diyorum ki; inanma
-bu sıralar aşk; dünyanın en büyük yalanı
hem neden Teo; insan aklının sayfaları arasında
kurutulmuş bir gül gibi saklar sevgilinin yüzünü
neden, her hamlemde ellerimde ayna gibi kırılır zaman
neden, her hamlemde kalbim; mağlubiyetler mimari
madem dedim;
herkesin yarası herkesçe anlaşılmayan yabancı bir lisan
dağılın dedim bütün ölçekler
-ve bütün mağlubiyetler yalan
hadi kalk teo
yüzünü ışıkla yıka
birazdan sokağa çıkacak iki çocukluk olalım
kırılsın içimizin uslanmaz camları
bak, bunları buraya koyuyorum
dünyayla alakası yok şeylerin toplamı bunlar
-onla da
-onsuzlukla da...
baktım ki beni aşıyor bu dünya işleri
"öyle yorgunum ki" diyor hamle sırası gelen
bir gün bu hayat beni öldürecek
peş peşe yalvaracağım
-alın sırtımdan kendimi
-alın sırtımdan kendimi
-alın sırtımdan kendimi
dedim en iyisi vur sırtına ey ruhum, Nuh’un gemisini
-neslimizi alıp gidelim buralardan...
şimdi, ayakları ve ciğeri çelikten bir at bulup
insana varana dek, koşturmak istiyorum
belki şimdi değil, belki yarında
ama bir gün bu oyun bitecek Teo
işte o zaman
hamle sırası Azrail’de
-olacak...