kelep/çe...düşmandan postal sesi bekleyen erin alnına ter damlası gibi oturacaksın kirpiklerinin arasından tuzlu tuzlu sızıp gözünün korkudan büyümüş bebeğini adam gibi adamlığından koruyacaksın parmaklarına ilişen o nasırlı kalemle yâre doğru uçacak mektuplarına üç dört mevsim birden sığdıracaksın ve yağmurluysa satırların okuyanın kara bağrına gün ışığı doldurmayı unutmayacaksın bir yudum şefkat için ölmek ihtimalinden söz edecekken tam; o kalemin dilini tutup koparacaksın şefkate aç dudakların su beklemek neymiş bilecek. sonra köye inecek.../ ve ağır yazlar geçirmiş kasım gözleyen kızın gözündeki ak hevese saklanacaksın kasım dediğin nedir.../ elbet gelecek o/ koyun kırkıp yününe kavuşacak yıkayıp yıkayıp güneşte kurutacak uzun sürecek/ güneş nazlı/ olsun... sabırsızlanmayacaksın. tarayacak/ bekleyecek/ sıkılacak iğden geçirecek.../ seyrederken... bekle bekle... kelep olacak artık tenine dar gelen sabrın. elaya boyayacaksın sonra yârin kara kirpiklerini kelebi tezgaha dayayacak.../ ve motif motif/ ve yumuşak/ ve hırçın bir aşk dokuyacaksın ilmek ilmek. sonra çiğner de dindirir/ hasret bağrını çıplak ayaklarıyla ezerek/ tabii; kelepçeli değilse bilekleri. bunlara alışacak/ bir daha hiç... şaşırmayacaksın. gözlerinin kuytusu irin dolu bulutsan güneşe yalvaracaksın yağmurlar yağdıracaksın şımarıkken içindeki çocuk günebakanlar kadar... dinleyecek dinleyecek dinleyeceksin anlatmayacaksın/ bırak o anlar... arzularını satmayan bir kitap gibi rafta tozlandıracaksın gün olur/ okumak ister/ silkeler belki. sonunda ölecek... ölecek... öleceksin sin/ toprağından pembe çiçek doğuracak açacak açacak açacak ve koklayacaksın öte yanda/ o da belki. yani.../ sevmek kolay iş değil gözüm öyle seviyorum dedin diye hemen sevmiş sayılmayacaksın. JD kelep: büyük iplik çilesi |
Muhteşem kelimesinden daha vurgulu bir kelime daha varsa hazinenizde...
benim yerime bu şiirin altına siz yazın... tıpkı bu şiiri yazdığınız gibi...
Her şiiriniz zaten favori ama... bu şiir... evet evet bu ŞİİR
USTALIĞINIZA ve SANATINIZA
SAYGIM SEVGİM HER DAİM