Atmaktan pıhtılaşmış nabzım fosil bir ömrün yazgısında elinde iğnesi körpe bir kızın deli oyasıyım güvercin göğüslü figürlerimi işliyor geceye ve bilirim çok eşli bir yağmur başlar alabildiğince ıslak gördüğüm tüm rüyalar hangi bensiz şehirlerde ıslanıyorsun
sabahın şavkında belirir yüzüm kırgın çizgilerime geceden kalma yalpalayan kör yanlarım intihar büyütüyor meskun mahalime
gecenin kanadı kırık acı içinde çırpınıyor sabaha bir kelebek geliyor konuyor yüreğimin ucuna koca bir nar ağacı kaplamış ayın şavkını baktıkça siyaha dolanır gölgem sinsi sinsi kanar kalbimin üzerinde
sus/malıyım susacağız susacağım tıpkı bana sustuğun gibi söz de sevgili daha dün söz vermiştim sana sözlerim boyumu aştı azalıyorum dirhem dirhem senden arda kalan yanımdan
şimdi; hangi yokluğuna kursam darağacımı hangi sensizliğimden assam kendimi. hangi tanımadığım sokaklarda liğme liğme dağılsam hangi basamaklarından bir adım geri çıksam da yeniden doğmuş olsam gözlerine
gördüğüm bir serabın uykusunda senin için uyuduğum bir uykunun kurtuluşunda içime düşen kuyuların faili meçhul sevdalara namlusundan sıkıyorum kendimi temize çekiliyorum yüreğinden müzmin kedere
içim hep ceset kokuyor kaç yaşanılmış sevda öldürdüm menfeze yürekte umut çıplaklığında işte bitiyorum gözün aydın senin için söylediğim çok son var aslında
sen dokunurken giden bir ömür daha oldu ay tutulması suskunluğunda burada sensizlik kokuyor burada ölü bir çocuk doğuyor
.../bu şehir ikimizi çoktan unuttu yenik düşen bir sevda doğuyor anlasana
yalnızlık abidesi / eylül’ün sancısı ekimde doğan acı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ikimizi çoktan unuttu şehir şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ikimizi çoktan unuttu şehir şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
sus/malıyım susacağız susacağım tıpkı bana sustuğun gibi söz de sevgili daha dün söz vermiştim sana sözlerim boyumu aştı azalıyorum dirhem dirhem senden arda kalan yanımdan
dost tum yüreğine sağlık bilirsin ben zaten senin hayranınım.tebrik ederim.daim olsun
ikimizi çoktan unuttu şehir 'ikimizi coktan dagitti bu şehir' de eklenseydi keske...
Yagmurlarinda islanan şair sevginin bu derece sol yanda yandigini okudugum o ilk siirden/ günden beri cizgisi ayni yönde devam edip siirde edebiligi gittikce dinginlesen ve ayriligi bu derece akici anlatan şairlerden birisisiniz öncelikle benim icin.
Ki ayrilik denince kuslarin bile dilini yuttugu, ciceklerin soldugu bir bahar yasiyor gönül, hani i/kinci bahar gibi " i " si kayip..
Kin kokan bir sabahin toprak cagrisi ile irkiliyor okuyan bu siirde...
Ölüme mum yakar gibi vuslati unutup isyani körükler gibi, yagmuru unutup bulutlari kovalar gibi..
Son zamanlarda icime dokunan bir konuyu kisaca eklemek istiyorum yorumuma; Eski dilde ayrilik dense kimler ne kadar bilir firkat'i, sözlüklere kosulur hemen anlam bulunmasi icin mesela.. Son zamanlarda sairler dikkat cekmek amacli ki -sinirime dokunan bir davranis- kullanilan ve cogu zaman anlami bozan cümleye uymayan eski sözcüklerle reyting alma yolunda ilerlerken burda kullanilan ve arada serpistirilen eskilerden nagmelerle siir kendini kanitlamis.Sorunsuz bir sekilde kutlamak lazim bu yöndende..
Mesela;
"sabahın şavkında belirir yüzüm kırgın çizgilerime geceden kalma yalpalayan kör yanlarım intihar büyütüyor meskun mahalime"
cok güclü ifadelerle yerlesmis yerine bu sözcük ki puan tam cikiyor okununca satira
ve
"gördüğüm bir serabın uykusunda senin için uyuduğum bir uykunun kurtuluşunda içime düşen kuyuların faili meçhul sevdalara namlusundan sıkıyorum kendimi temize çekiliyorum yüreğinden müzmin kedere"
yine ayni sekilde anlami bütünlesmis bir dize harikasi okunan, ha anlamlarini yazayim da insanlar kurtulsun diyecegim "müzmin ve meskun" kelimelerine ama kendileri bulsun ve düsünsünler diye vazcaydim:)
siradaki eski;
"içim hep ceset kokuyor kaç yaşanılmış sevda öldürdüm menfez*e yürekte"
burdaki firar eden bir "e" harfi ile kelimenin aynen menfez oldugunu belirterek saiir "of SIKILDIM" dedirtmeden konuyu kapatip siire döneyim ben yoksa sayfadan atilicam:)
Evet gözümde takili kaldi nar agaclari.. gölgesinde üsüdü yürek ve gözlerimde saklandi taneleri,,bulgur bulgur yas ollur hani bazen dökülen hic anmayalim olur mu o günleri.
.../bu şehir ikimizi çoktan unuttu yenik düşen bir sevda doğuyor anlasana/
Yenik düsen bir sevda dogdu artik güne .. siirde umudu doguracak ne kaldi derken geri dönüp bakilsa keske yasanilan sevgiye hani bir laf var, *kalp kirilsa da vazgezmez sevmekten* diye diye teselli tinilari ile ayrilmak istiyorum sayfadan
Zira yorgun ve yarina bitkinim suan.
Kutluyorum siiri ve okutan yüregi daimi basarilar diliyorum..
saygi ve sevgi ile..
Nar-ı Çiçek tarafından 10/3/2010 2:57:17 AM zamanında düzenlenmiştir.
sözlerin zifiri hali değerken on iki'lerdeki ıssızlıklara boyut degiştiriyor rüyalar gerçeklerin kaybında gölgelerin oyununda bir çocuk ağlıyor çocukluğumuz eskiyen gerçek!
sus/malıyım susacağız susacağım tıpkı bana sustuğun gibi söz de sevgili daha dün söz vermiştim sana sözlerim boyumu aştı azalıyorum dirhem dirhem senden arda kalan yanımdan .................................. bende sustum...ama içimden ne yorumlar yapıyorum bir bilsen ama burada susmayı tercih ediyorum...içli satırlar oldukça güzeldi...yine çok başarılı bir çalışma olmuş sevgili fırat efe...tebrik ve selamlarımı sunuyorum...
içim hep ceset kokuyor kaç yaşanılmış sevda öldürdüm menfeze yürekte umut çıplaklığında işte bitiyorum gözün aydın senin için söylediğim çok son var aslında
sen dokunurken giden bir ömür daha oldu ay tutulması suskunluğunda burada sensizlik kokuyor burada ölü bir çocuk doğuyor
YANA YIKILASI gönül yine vuruldu gazabına Alıp başımı gidesim gelir yardamnn ayrı diyarlara
Gönülden titreyen nağmelerdi hoş gelen kutlarım sizi saygılar
Atmaktan pıhtılaşmış nabzım fosil bir ömrün yazgısında elinde iğnesi körpe bir kızın deli oyasıyım güvercin göğüslü figürlerimi işliyor geceye ve bilirim çok eşli bir yağmur başlar alabildiğince ıslak gördüğüm tüm rüyalar hangi bensiz şehirlerde ıslanıyorsun
okunası bir kalem daha keşfettim, kem gözlere tütsü...
yüreğinize emeğinize sağlık,bundan böyle sayfalarınızın davetsiz misafiriyim...ışık her daim yanınızda olsun..
yoksun,hiç bir var,yok edemiyor seni..var olan hiçbir şey..herşey sen/siz eksik..hangi yokluğunu söylesem,yüzümde patlıyor?hangi yokluğuna uzansam,elimi yakıyor sözsüz çığlıkların..bu yollar hep mı uzak,bu sevda hep mi tuzak..o şehir çok mu uzak anne??? yeniden doğmanın yolu yok mu gözlerinde..gözlerin;derya deniz..hangi cennet var olur ki sensiz...kalsam kabahat,dursam örtmez üzerimi kederin..
sevgili şairim,ç/ağlattın benimde gönlümü..var ol..çok yaşa...kalemin susmasın,daim olsun ve her daim...
şimdi; hangi yokluğuna kursam darağacımı hangi sensizliğimden assam kendimi. hangi tanımadığım sokaklarda liğme liğme dağılsam hangi basamaklarından bir adım geri çıksam da yeniden doğmuş olsam gözlerine
Derin bir sessizliğe bürüdünüz yorumunuzla... Ne diyebilirim ki bunca sözün karşınıda susmak gerekli bazen kahır deninde bulanan bir akşamın hüzün yanından
Ölü doğan çocuk sayenizde ilmeği boyuna geçirdi taburesine vurmanız için sizi bekliyor ...
iki şehir arası en yakın mesafe hayallerimizdir derim hep...