Mesafeli Şiir
Eflatuni bir güneşti işaret parmağının ucundaki
Eflâkı sarmış serkeş bir hüzün misali Oysa ne çok severdi bu oyunu Gözleri kapalı,uzatırdı parmağını göğe Tamda parmağın öptüğü yerden koparırdı bir nişane Yongayı asar gözlerine,dertop olurdu Bundan sonrası yarınına yerleştirme faslı Yarını bugününden farksızsa Yani istiflediği umudu dünden kalan stok Tazelenmekten uzak,mazisine hatırsa Mağlubiyeti kabullenir,sönümlenirdi Yongasına bir parça kor düşer Su katılmamış maviler harelenirdi Bir ritüel ancak bu kadar taze Ancak bu kadar kesif gelebilirdi Yitip gitmeseydi... Şimdi bir ağıt kadar mesafeli Taş kadar ağır o şen şakrak halleri Öyle ya.. Güneş nicedir başka parmaklara zimmetli Zaman vuslat çerçisi Harabelere galebe,anılara yen nasılsa Ölü toprağı serper düne teşne aksana Yeni bir lisanda yeniden dirilme namına Bir merhaba çeker adama Adamsa ceket ilikler Yüz sürer yeni yaşına Dünden kalma son bir umut Ezberden çekilen nutuk niyetine ’Selametle.. Güneşin rengini çaldığı hareli gözlerden En çabuk gün yiter En usul dün geçerdi Bilirdi,bilinciyle harekete geçti.. Bileğinden kavradığı hayattı bu defa Göğe dayadığı parmak örselenmişti Bu defa sırça güneşi değil Yaban kesilen hisleri güdedi Bu defa elini ayağını hissizliğe dolayıp Ölümü tadmak,yalnızlıkla karılmaktı dileği Güneşsiz bir gün istedi Güneşi kesik bir gündü Nihayetinde hayatın eleğinden geçip Gecenin ebedi refakatini seçti Şerh düştüğü bir sondu üzerine geçirdiği Eflatuni bir güneşti işaret parmağının ucundaki Eflâkı sarmış serkeş bir hüzün misali Bu göğe son parmak ucu ziyaretiydi.. |
tüm harfler ölüyor..
farklı..