Sade
Sular çekilir
Bir boşluk düşer rahme Düşmüşümdür bir boşluğun içine sere serpe El ayak çekilir Eş dost ayak diretir evvelinde Hasım,hısım körükler bu düşüğü nihayetinde Çökmüşümdür bir hayânın orta yerine Çökelmiştir insan dünya dibine... Eli ayağı düzgün Gözü gönlü pek Ucu bucağı olmayan bir dehliz Bir var’ı bir yok’a teslim Denizi kesik bir şehir Ne iki damla gözyaşı tutacağı var Ne de gökyüzü artığı iki avuç neme doyacağı Ne yosunu kalır ne de tebaasından hısmı Velhasılı tutukluk yapmıştır vasfı Ne vuracağı var ne vurulacağı Bir kıyı bendi asparagasıdır aslı Yolcusuz,yolsuz ve amansız Her adım bir öncekine nispet imansız.. Bir kadın ve yaygın,yaygaracı bir aşk İstanbul bir kadını bir adamla kardı Zamanı,mekanı iflahı kesilecekten saydı İstanbul nezih bir bedeni kötürüm bir ah ile andı Oysa bilincindeydi.. Açılan her el,öznesiz dualara murattı Kimse yana yakıla aşka kanmazdı bu şehirde Kanamazdı.. Öyle ya gül cemali kanıksanmaz İstanbul İffetinden sual olunmazdı.. Sırra kadem bastı dölün yaveri Gecesinden gündüzüne İstikrarlısından hercaisine Eleminden saadetine.. Ne kalmıştı ki tatmadığı İliğine değin ne kalmıştı bulanmadığı Besili bir günahtı bu dölüt Besiyeri İstanbul.. Hangi enstantanede gizli biçkici haletin Sen bu günaha kaç zaman biçtin Sen bu günahkârı kaç zaman kana kana içtinde Günahı arz bir deryadır için.. Dumanı üstünde bir aşk nasıl devinir Bir öykünme hayata nasıl kesik gelir Bir ölüm bir şehirle nasıl aynı yolun yolcusu kesilir Ayarsız bir enerji insan içinde nasıl heba edilir Bilmiyorum... Bir kağıt ve bir kalem Ve birde fikirler edinilmişse ziynet Zamandan kayıp birkaç cümle düşer elbet Uzayıp gider sayfalarda bu şehrin sancısı Söyleve konu olmaktan öte yoktur ki devası Yoktur örgün bir aşkın bundan öte irtifası... |
Bugün şiir okudum. Değerli yüreği kutladım ve selamlarımı bırakıyorum
saygımdasınız