SU DAMLASININ PEŞİNDEN
(…sen, seni en heyecanlandıracak düşleri beklerken
bazen kabuslarını da alır yanına gece ve öyle gelir ya üstüne-üstüne sık ağaçların dalları, sarmaşık gibi düğüm atarken boğazına-yüreğine kaçamadığın çığlıklara benzersin ya, gecenin içinden…) ama ben hiç öyle değilim şimdi canımın içi. yüksekliğine inat, avucuma kuş tüyü bir şelale gibi dökülürken saçların titreyen yüreğimle acemi davetlisine benziyorum, gösterişli sofraların her telinden ayrı tat ile yudumlarken, hasretin o dayanılmaz kokusunu bir su damlasına ilişiyor gözüm, omuz başından inerken kollarına doğru izliyorum sessiz bakışlarımla, ayağından süzülüp karışmasını akan suya ve ardı sıra bırakıyorum kendimi, o su damlasına belli etmeden akıntıya. (…an gelir, bütün sevdiklerini birden görmek istersin oysa sisli köşelerdedir kimileri, kimi uyuya kalmıştır toprağın altında çaresizliktir bunun adı, şarjörü boşluk kokan silahın patlayınca havada yüreğinde binlerce kuşun öldüğünü, böyle hissedersin…) ama ben şimdi o havada değilim canımın içi. bir refakat kuşunun kanat gölgesi gibi, akıyorum o damlayla dere içinde damlaya benzer firarı ile, ağaç dalından süzülen taze yaprağın renginde aşıyoruz önümüze kurulan eğreti barajları, geçiyoruz aykırı yol ayrımlarını sel suları dökülür üstümüze aldırmayız, umursamayız toprağın kaymasını şartsız kavuşmalara yol alırız, en yüksek debimizde, bunu iyi biliyorum tanık ben olacağım son buluşmaya ya da deniz belki hepimiz, inanıyorum. (…bir sigara daha solumak çeker canın, en derininden içindeki balıkla bir dikişte yarılamak gibi, rakı şişesinde kendi kendini üstünde en sustalı kavgalık giysilerin, dağıtmak mahallenin orta yerini pranga zincirine takılmayıp, çıkabilirsen kapının eşiğinden…) ama inan ki içimden bu da gelmiyor, canımın içi. seninle şimdi tutalım şelalenin birer ucundan, maviye açılsın kollarımız yüreğimizdeki denizin rengine boyasın yol boylarımızı, kök boyalarımız ben gecede yakamoz, günde kürek sesiyim, gene bırakmam merak etme bırakmam omzunda gördüğüm su damlasını, en uzak denizlerde yüzse de sonsuza türkü olup getiririm, turnanın ulaşamadığı hasret mevsimlerini ve bütün volkanlar söner yeryüzünde, sen suya düşürme hayalini yeter ki. Cevat Çeştepe |
Su gibi aziz olmak gerek her şart ve koşulda aşkla...
Yüreğiniz varolsun Kaptan'ım.
Suya düşmeyecek, onu izleyecek tüm hayaller.
Sevgi yüklü saygılarımla derlediğim çiçeklerim yürek enginlerinize.