SEN YOKSUN
gün o gün
seni bulduğum gün hayalet olup neşeli şehrimin gözbebeklerinde tutkulu mecburiyetlerin hapis aşkların günü işte o gün sarmal bir anafordu beni içine çeken çözdüğün kördüğüm açılmıştı gönül sarayım sonuna dek rüzgarınmış bitmez meltemlerce yüzümü yalayan nefesin senki tüm zamanların en güzeli en göz alıcı ışığısın nasıl ki uslanmaz gezegenler döner etrafında güneşin ve yeryüzü gökyüzü olan olmayan herşey senin kölen köpeğin rahatsız bir gecenin sabahında sevdalarca öldüm uyandım sensiz güne onursuzluğu ihaneti dirilttim ararım tararım bulamam umutlar hüzünlere mahkum dünya yalancı sevgi yalancı sevda yalancı sararmış yapraklar dökülür dallarına küskün dallarına yabancı yalancı esinti hafif bir rüzgar gibi tenleri yalar ihaneti bir gözyaşı gibi yaşayanlar onursuzluk ve yalan son bulsun ellerim uzanır ellerine ellerim boş ellerim buz sen yoksun şimdi kaybetmiş bir kumarcı gibi kayıp şehrimin kayıp adamlarına katıldım kolay yıkılmazdım ama on şiddetindeki depreminle yıkıldım bana ne artık sevda çiçeklerinden ister açsın ister solsun gönül pencerem kırık sen yoksun sen yoksun metal bir gün kamaşır gözlerim kamaşır bakamam bir ışık bir ışık ışık başkasının vazgeçtim bu dünyadan kızıl elmadaki diş izleri başkasının sus pus içinde saflarda eser yok sevdasının yarasalar gizlenir yeni buluşmalarda yalancı aşkların yalakalığına ben bu şehre sana da sevdana da tokum sen yoksun ama bende yokum bende yokum 28.10.09 Mönchengladbach |