sürgünbir uçurumdur gözlerin derin vadilerine akan kuşlarının kanadı kırık sevdalı yangınların düşlerim kızgın ovaların uykusuna ilmek ilmek örülüyken hırçın dağların yamacı korkutur beni korkutur beni sözlerinde ki keskin duvar mavisiz renkler geleceği boyarken tüm sevdalar düşlerime ayrılık yazar bilirim uzayan yolların kederli anılarını bilirim ırmak kıyısına yuvarlanmış kayanın sıla hasretini şimdi gözlerimden düşen her damla yaş yorgunluğa sövgüdür sonrasız gecelerin ve sabır zaman tuzağıdır acılarla didiklenen anladım yolların bozuk çatlağın sızıntılı ve sen gökyüzü maviliğine hasret bir ırmağın çiçeğisin bana hatırlat kulağımdaki uğultu vermese de söylediklerini ele en güzel duyulmadık masalını anlat anlat ki yüreğimde mavi bir kuş havalansın ovalarımı güneş gayretli düşleri ateş sarsın her ayrılık bir yok oluştur acıyı akıttıkça sürgün düşlerime yıkanır suçlarım avuçlarına an gelir yetim düşlerimle ufuklarıma hüzün yağar ve an gelir kaşlarında hilal ölür düşer kıyılarıma vurgunlar felaketin yağmalarken yitik ülkemin yoksul yüreğini öldürür beni öldürür beni kızıl saçlarında ki yangınlar... 23.2.2018 Mönchengladbach. |