Parmaklarımın arası kaybetmedi bekaretini Alın yazısı ellerimden tutulmamış sevgili...
Göğsüm bilir ayak izlerini ki çamurlu yolların bûsesinden yontulmuş ve kaşların eğri dileklerini sanki alfabenin harfleri yurtlarından kovulmuş
İnandırıcılığını yitirmiş cümlelerle nafile turlar her gün gönül kıvrımlarımda El yordamıyla karın tokluğuna...
Gün telaşını toplarken yüreğimi söker adını sakladığım kadın Ayaz bir yalnızlık başlar kupkuru / tütün tadında Son bir gayret ellerim yüzüme yaslanır kenarında camın Gözlerime kıyar sualsiz içimdeki kadın
Sen ! dediğim hiç bir Sen yoktur aslında Ebabil’in vurduğu ağaç kadar çıplağım ki koynumda -sır- gönderilmemiş güller saklarım
Kalem kağıda sarılır ya kelimeler yanar Hani çiğ damlası gülün yaprağına da dökülür günahlar
Hissedemediğim...
Son kuruşla alınan sevgilinin gözlerine okunacak kitaplarım / olmadı benim ve uyumadı hiç kimse bakirdir göz bebeklerim
Çok şarkılar biriktirdim "everthing I do, do it for you..." "I will always love you..." tek başıma söylediğim ki ben gece 4 nöbetlerimde hiç bir kadına şiir yaz/a/madım "Kelepçelenmiş Yalnızlık"tır adım
Kendimim / değerliyim... laf ! Ellerimden tutulmamış sevgiliyim...
Özgür SARAÇ/Râzı 23/06/2009 İÇİMDEKİ K/ADIN DA BOĞULURKEN
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ve düşünüyorum şimdi daha nelerden sözetmeliyim sana diye… Acılarımdan mı? Yoksa bir umutsuzluğa teslim ettiğim… Ve korkaklıkla içime attığım… Delik deşik olmuş manzaradan mı? Kurtulacağımı bilsem hicret edeceğim hemen.
Bütün sözlere ve bütün yüzlere sırtımı dönüp, çekip gideceğim bir gece vakti buralardan… Oysa bu yolda rüştünü ispat etme cesaretini gösterememiş… Dağıtan ve daralan zamana rağmen, hayatında kendine ait bir hayale dahi yer verememiş… Yüreğini hep hüzün türküleriyle şenlendirmiş biriyim ben…
Her nereye gitsem, ansızın bir sızı kaplar bedenimi inceden ince… Bir türkü yakalar tam ellerimden… Ve gerçeğe kurban verdiklerim aklıma gelince… Düşüp gitmek isterim ardınca ıssız yollarda… Yıldızları kılavuz yaparak kendime ve geride bıraktıklarıma… Ve düşünürüm bu büyük kavga nihayetlenince ne kalır benden geriye…
En FazlaEn fazla içimde ölürsün Cesedini sürüklerim gittiğim her yere Tenimin yırtıldığı yerden mi girdin içeri Açar gibi yaparak açık bir kapıyı Beni ikiye böldün Hadi içimi kendine aldın da Beni nerde bıraktın Hangisini seçerdin benim için Ve hangisinden vazgeçerd...in kendin için
Ben yarama çoktan sen bastım Yaşım kadar gencim Adın çabuk diye geçti Ardında aç köpekleri bırakarak Ezberimden geçtim. Hızla biten aşk şarkılarından geçtim Senden bir şey eksiltmeden sana çok şey bırakmaktı aşk Bildim .... k. t
çok sevdiğim bir şairin şiirdir değerli şairim hangımız daha cesur ağlamaya içimızde ki saklımızla? şiirdi kalemınızde ruhum var...... sevgiyle kalın................ iyi ki varsınız................
bazen , kapadığımız kapının arkasından o denli uzun süre bakar kalırız ki , bizim için açılan başka kapıları görmeyiz, oysa oradadır, farkına varıp da açmayız o kapıyı...
dileğim şu ki ; nöbetsiz gecelerde göz bebeklerinin bekaretini verdiğin kadın tuttsun ellerini dostum .... gözlerine okunası kitapları okumak bir yana kitaplar yazdıran sevdan olmalı, pirü pak duygularına ancak böylesi bir temizlik yakışır ve umutlar can simidi atarak boğulmaktan kurtaracaktır seni, çünkü meçhulde boğulmak yakışmaz sana..... aslında sana dair ve senden içerde ne ummanlar vardır kimbilir, gidip de sığda boğulmak niye?
Ve düşünüyorum şimdi daha nelerden sözetmeliyim sana diye…
Acılarımdan mı?
Yoksa bir umutsuzluğa teslim ettiğim… Ve korkaklıkla içime attığım… Delik deşik olmuş manzaradan mı?
Kurtulacağımı bilsem hicret edeceğim hemen.
Bütün sözlere ve bütün yüzlere sırtımı dönüp, çekip gideceğim bir gece vakti buralardan…
Oysa bu yolda rüştünü ispat etme cesaretini gösterememiş… Dağıtan ve daralan zamana rağmen, hayatında kendine ait bir hayale dahi yer verememiş…
Yüreğini hep hüzün türküleriyle şenlendirmiş biriyim ben…
Her nereye gitsem, ansızın bir sızı kaplar bedenimi inceden ince… Bir türkü yakalar tam ellerimden…
Ve gerçeğe kurban verdiklerim aklıma gelince…
Düşüp gitmek isterim ardınca ıssız yollarda…
Yıldızları kılavuz yaparak kendime ve geride bıraktıklarıma…
Ve düşünürüm bu büyük kavga nihayetlenince ne kalır benden geriye…
Ne kalır ellerimde? ne kalır söyle?
şiirle....