DAĞINIK SAÇLARIYLA BİLET ALMAYA GİDEN KADIN
Birkaç gün önce otobüs bileti almaya gitmişsin
Anlamıyorum ıslık çalmayı bilmezken onca yolu nasıl gittin Hadi gittin diyelim insan önce saçlarını tarar para üstünü ahenkli almayı öğrenir sevdiğim Evden çıkarken çatlak saksıyla konuşmamışsın yoksa su sızdıran kaderine ağzını neden bozsun Görmüşler otogarın çıkışında ayakkabının topuğu kırılmış biraz ağlamışsın Çatalın görünüyor diye elinden de tutamamışlar Kaçmış çorabınla kendini taksiye zor atmışsın Merak ediyorum canın acımadı mı tuttun da kalemimi o çirkin biletçiye kırdırdın -ki biliyorum Nergal’i ölüler diyarına taşıyan Ama belliydi o sabah yüzüme Tanrı çamurumu eksik yoğurmuş gibi bakmıştın Bütün harfleri yırtasım var demiştin Üzerinde kuşlu eteğin vardı ben almıştım ipten ve ütülemiştim Şimdi sen tutan olmayınca üşüyen ellerini hangi kente götüreceksin? Mahalleli bir süre konuşur kafana takma çıkamıyorlar ki sussunlar ismin –den halinden Bu yüzden kazıyıp duruyorlar kirli tırnaklarıyla birbirlerinin zihinlerini Emip duruyorlar kurudu kuruyacak ırmağın son kalan nemini Bavulunu da kafana takma ayrılık daha ağırdır o incecik bileklerine yazık değil mi Komşulara duyurmadan nisana övecektim ben seni Anahtarı içerde unutmak kötü değil diyecektim Kötü değil kolay öğrenememek öpüşmeyi Bak hepimiz Tanrıya parmak izimizden bağlıyız oradan başlarız yeniden akort etmeye kendimizi Acelen neydi Her gün biraz daha tozlanacağımı bile bile yelkovanın koynuna ittin beni -kibritim olsun diye mi ayırdın kenara üç beş resmini- Oysa kaç kere söyledim Beni 07.30 kadar sevmemene katlanabilirim diye Vazgeçebilirim Ş harfinin gereksiz olduğu fikrimden yaralı atları çabuk vursunlar demekten Lale Müldür okumayı bırakabilirim Hem borcunu geciktirmediğin için sana tapan bakkal da bulamazsın o kentte ve her sabah yüzündeki güneşi gagalayan şaşkın bir serçe Ben de senden sonra uyuyabilsin diye dizimde sallayıp masal anlatamam bu sokağa Cevap veremem sehpanın üzerindeki rujlu bardağı soranlara Hakikati savunduğum yumruklarım gevşer çıkamam bir daha meydanlara -o biletçi ilgilenmiyor biliyor muydun varlık sorunuyla- Keşke acele etmeseydin de hem sigara içip hem ağlamayı öğrenseydim Üç gün sonra bayramdı babamın elini son kez öpseydin Nur 35 de takılıp kalmıştın arkandan ağlamaz mı kenarı işlemeli yazma bu kadar az kullandığın için Ah sen şu kirpiklerini dinlemeyi ne zaman öğreneceksin Özgür SARAÇ / Râzı |