BİTTİ Mİ KAÇAN ÇORAPLARINA SÖYLENMELERİN
İsmimi meze tabaklarının kenarına koyuyormuşsun
parçalanmamak için arasında gecenin bilenmiş dişlerinin Yeşilin yanmasını beklerken -orada işte dualarının ortasında bir yerde- elimi arıyormuş hâlâ ellerin Gitme mesafeler ağır yüktür omuzların geniş değil taşıyamazsın demiştim Buradaki denizin rengini beğenmeyen sendin Güne erken başlayan kuşların ve simitçi çocukların ve işçilerin seslerini de Okul yolunu pazarın yerini beğenmeyen sendin Ortak kullanılıyor diye takunyaları ve büfenin önündeki ceviz ağacını da (Ne demiştin? Sandık yapmalı…) Ah Sertap burada da aynı hüzünle söylüyordu o sevdiğin şarkıyı Gidince yakıştı mı yüzüne o gözlük çerçevesi Değişti mi rüzgar çıktığında saçlarını toplama şeklin Bitti mi kaçan çoraplarına söylenmelerin Akrep her yerde buğulu pencerelere göz diker gözyaşlarını sakla demiştim Gölgen aynı gölgeymiş değil mi seninle oradan oraya sürüklenen Aynı hızla kuruyormuş -utanarak- astığın çamaşırların ve ben değilmişim gülmeyi becerememesinin suçlusu dudaklarının Aynıymış değil mi ezanlar kapı eşikleri mezar taşları karanfiller Aynıymış merdivenler karışık tostlar merhabalar günaydınlar iyi geceler… Her yerde varmış değil mi kırmızıda geçenler yollara tükürenler Köpeğinin dışkısını uluorta bırakıp giden hayvan severler Kapılarını olabildiğince gürültülü açan esnaflar Sinek ikiliye benzeyen şeyler için birbirini çarpanlarına ayıranlar Dilleri ile kendilerine karakter diken krallar ve soytarılar Bütün dilek ağaçları aşağı yukarı aynı arzuları taşır göğsünde demiştim Aynı masalları anlatıyormuş değil mi kahve fincanları Aynıymış veresiye defterlerinin yüzleri karnelerdeki kırık notlar Aynı hızla eriyormuş terkedilenler ve kardan adamlar Aynı ses tonuyla çağırıyormuş akşamüstleri bitmemiş oyunlardan çocuklarını anne babalar Aynı hüzünle eğiyormuş kış gelince dallarını ağaçlar Aynı acıların izlerini taşıyormuş akşamdan kalma ince uzun bardaklar... Bir gün yüzleri ölenlerle aynı yönde buluşur terk edip gidenlerin Kader çünkü o yöne bakmayı sever demiştim Tırnaklarının ve dip boyası gelmiş saçlarının bakımı tamamdı Ruj oje üç beş göz kalemi kolay çıkarılabilir birkaç elbise -ve biletin de cebinde- her şey tamamdı Hatırla öyle bir aceleydi ki üzerine sinen başka bir şehre mi gidiyordun sevişmeye mi kimse anlamamıştı… Özgür SARAÇ / Râzı |
Tebrikler
Selam...