Elli Yaş Fotoğrafıakşam alacası o ihtiyar adam gümüş bir sandalyeye oturmuş balık ekiyor toprağa büyüsün diye deniz eski bir sevgilinin yolunu ağzı kırık kahkahaya benzetiyor yanlış makamdan gelen eksik notada duran birini anıyor yanmamış bir soba dalgın hüzzam takvim yapraklarını sarınıp ısınıyor içimde işte o zaman tren raylarını andırıyor yaram canımın kenarına oturuyorum camın buzlu yanağına yaslıyorum alnımı elli yaşımın fotoğrafı sesleniyor camdan ayağına çöl yağmuru değmemiş biri boy veriyor içimde mavi sonsuz bir taya biniyorum bir an merdivenlerde boş bir yelin ayakkabıları duruyor kapımın yüzünde gelmemiş dostların tıkırtıları birden ışıkları yanıyor yeryüzünün ömrün boşluğunu alıyorum içeri K.Y. |
Hoş buldum diyesi boşluğun.
Bazı sözcükler bazı güzellikleri anlatmak için yetersiz kalıyor.