ANLATIgecenin ağzı perili dileği pasını tutmuş tüfek okadar erken ki okadar olur kış günü zeytine çıkasım var boğazınıza ani bir sağanak dökülse içinden trenler geçen bir ankara birası mesela yol ilahi kudretle yeniden kurulacak sanırsın bu kısılmış resimde ahmağın rengi bukadar size neler anlatasım var bir bilseniz haddimi kuşanmadan daha yaş 30’u bulmamış çiğdem çocuğun süt dişine serçe kırığı parmağımı kaptırmamışken yani okadar yaşamışsız kimsenin çiçeği kimse de taçlanmamışken çıldırasım var ayracı kırılmış kitap gibi buruşurken şehirler insan kendini kırpıp nasıl mevsim yapar hangi makamda kuşlasa türküler ağarır yakama kim kondurur ateş böceklerini bük fikrini söyleyeyim duyula artık içinin küsen çiçeğini zaman içini kusamayan bir anlamsa artık kendi takvimini kuran özgürlerşiŕ elmanı kurda deştirir içinde uzanamadığın yerleri dişle böyle alır içyüzün demini neden bazı geceler anlatasım var ? gömleğime erik doldurup denize koşmak kadar |