Anlatılmayan Yolculuklar
tutmuş bir ağacın gövdesini oyuyorum
saat sana beş var oymak dediysem yalnızlıkla fırınları vapurları getiriyorum aklıma söylenmemiş şarkıları kuruyorum nasıl güzel söylenir şarkılar sana yalpalanan sokaktalar da çakır keyif takvim ardı hikayeleri seni öpmeye an var birde uzuyor sokak imkansızın boy aynasında duruyorum vapur lacivert bir ceketi ilikler gibi varıyor karşı kıyıya sen korkunu çıkarıp asıyorsun boynuna içimdeki kuşlar hırpalanıp dağılıyor oysa hangi adımı atsam çocuklar içimi sende tamamlansın diliyorum yırtıldığı yerden yapıştırılan fotoğraflar kimliğim zaman sessizliğin kılıcıdır artık usul usul uzaklaşıyorsun tene yavaş yavaş saplanan bir çiçek gibi kötü şeyleri bile güzele benzeterek ertelenen yolculukları andırıyorum yürüyüp bir şiiri dikine gidiyorum ben senden ne zaman dönsem saat sana hep beş geç kalmış üzünçlerden ordular kuruyorum masalara yolup zamanı kolumdan atıyorum denize öksüz bir diş gibi tutup yalnızlığımı kemiriyorum kemirmek dediysem kuşları paralasıya K.Y. |