24
Yorum
84
Beğeni
0,0
Puan
1692
Okunma


münzevi bir ağacın dibine
terk edilmiş rakik yalnızlıklar zuhur etmişti
hidayete caka s’atan günâhlara inat
dallarıyla sarmalardı alicenap anaçlığıyla
artık hiçbir yaprağın koklayamacağı topraklar
yaptıkları ahiti çiğnemeden yutan
ego’ist ruhlu tacirler saracak çepeçevre
bıkmadan
usanmadan
ve
hicap duymadan cûmle varlıktan
“tîn’e ve zeytûn’a andolsun” diyen
ey güzel allah
yarattığın eşref’in ağzı cehennem deryası
üzerleri kefen desenli gömlekleriyle
levâ’îm duruşlu-
sefâhet içinde yaşayan yetkili ellerin
parmakları arasında hazır ve nazırdı
göğü kırmızıya
zemini siyaha çalan fırça
ikmâl edilmeden bu ç’öl yasası
afyon verilen aklın uyanması
yasak edilmişti kendi devlethanesinde
menhus izahatlar arasında
-münzevi ağacın kökünde/küleserildi gül yalnızlıklar…-
Cömert Yılmaz