Muâdil-beşinci yılın ardından- şehrin kenarında bekleyen kurak bir mevsimin çiçeklenmeyi beceremeyen halini giyinmiştim harfleri yutkuna yutkuna konuşmayı öğrenirken "seni seviyorum" cümlesindeki y’e t k i y i dilime sürmeyen tanrı’ya hiç gücenmedim dişlerime çarpa çarpa seken s’lerin arasından sıkışarak çıkan ıslık sesiyle aşka çalan bir bağlamanın tellerine kısmetimi bağladım "kalpten kalbe bir yol vardır gözünen görünmez sırdır" sonra yılların koynunda gizlenen o mûbârek gün geldi çattı soluma iliklediği dördüncü yıldızı öpüp uyandırdı kalbimi göğsüm yeşerdi ilkin hiçbir yağmura aldırış etmeyen duygu tomurcukları usul usul boy verdi bakışlarıyla kırk yıldır çırpındığım dünyanın başıboşluğunda iki kelimelik yer edindim yârîn gramerînde أنا أحبك oysa bu söz ne zaman üzerime yürüdüyse ürpertî verirdi anlamsız bir tedirginlik üstlenir tongaya basma korkum d e p r e ş i r d i "neyse" ki bu defa iyi tarafından yakalanmıştım iflâs eden direncimi sesinin dokunuşuyla iflâh etmişti telaşıma aldırış etmeden tanrı’nın benden esirgediği yeteneğiyle sözünü yineledi أحبك يا رجل yıkımlardan toplayarak getirdiğim elden ayaktan düşme kalbimin birbirini öteleyerek devrilen günlerine denk geldi g e l i ş i n sürgüsü paslı avlunun asmaları yediiklimi desteleyen saçlarında yeniden gôverdî gölgene sürdüm kendimi ç o ğ a l d ı m yenilenelerek انا احبك يا امر أة Cömert Yılmaz |
Tebriklerim ve saygılarımla.