her gece bir ay doğar pencereme
inadına senin yüzün / inadına serin nefesin buğusu
cam kırığı yüreğim

tutkum / kaçak uykuların husumeti
mandal kıskacında kirpiklerim / acım içime zerk

her gece kara gözlü ceylan bir bakış süzülür odama
yaralı / küskün / sele gömük iki sahil
devrik elmacık yanaklar kırmızı dudaklara
uzatsam ellerimi yanacak bu nehir

haykırışım onulmaz sancıların fitili
soluğuma bulaşan kokun / ısırgan huysuzluğu

parmak aralarımda gezinen saçların / iğne gibi batık bu ten de
elini her tutuşumda / ayalarında nükseden sis
ciğerlerime işlemiş veremin tek ilacı / öleyim sen de / sus

esmer topraklarına kan döktüğüm memleketimsin benim
uğruna nice sarışın bedenleri yaktığım

dermanımı ayakta tutan dizlerimdeki yürüme isteği
sen ki sol yanımdan ıramayan atış / kirpiğimdeki bakış
ağlayışlarımın hüzün kokan vazgeçilmez gerçeği

kaybolun diyorum yıldızlar / sönsün saçlarımdaki ayaz gülleri
karanlıklar ki beni boğmaz / sabrımın anasıdır gece

sarıyor bedenimi özlemine iltihap toplayan damarlar
kan basıncım beynimde uğuldayan arı kovanı
ve ellerin / ve gözlerin uzanamayacağım kadar uzaklar

göz yaşlarını gömleğime emanet edip giden kadınım
o gömlek ki baş ucumda sen gibi yatıyor / yıkamadım

ilmek ilmek bağrıma oyaladığım beyaz düş
meşakkatli yıllarımın asma yaprağı kokan rüzgarı
sensizliğime gölge / melek kanatlı gülüş
kadınım / yatağım / yorganım
nilüfer açışıydı dudağımda bıraktığın son öpüş

amansız haksızlıklarla boğuşan bir ömrün
sevdayı tırnaklarıyla temiz tutmuş dölün oğluydum

ilk yazını yaşayan yeni doğmuş bebekti gülüşüm
nereden bilebilirdim ki hazanın solgun rengini
kurudu yeşerttiğim dal dal filiz saçların
yaprak yaprak süzüldün gözlerimden / usulca
kollarıma düştüğünde bedenin / buza keşmiş ağırlıkta
anladım ki en büyük haksızlıktı zamansız gelen ölümün

diklen kadınım / bir hazan daha kapımda
koca çınarın çöküyor / iz bırakmadan ardında