Mevt'i ÂşkŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ey Rahmanım! Dinsin yalan dünyanın yaşı; gelsin, insin gönlüme Hakikat aşkı!
--Belki yeniden doğarsın bana
Tükenmişliğin ay parıltısından sızarsın can(ım)a-- ‘’Gafletin gömleği sarılmış tutunmuş damenime Bir anlık lafzından gölgelense ellerim Söz söyletmem ecrinime!’’ Saatim saniyeleri -- sen sen sen-- diye vururken saliselerde benler tüketirim Gidemem! İçsiz bir sevdanın dışından sarkılırken Gelecek günün ne zamanda yazıldığını bil/e/meden Biriktirdiğim hasretle diz çökerim takvimlerime --Ne zaman ne zaman ne zaman—diye Tü-ke-ne-mem! Dudaklarım –vah vah vah- zikrindeyken Sağır hisler vakumlar nefesimi Konuşamam! Miracımdan sarılırken en halis dualarıma Karanlığımın çöküntüsünden Bir mum dahi uğramaz umuduma Sensizliğin yollarını ark ederken kendime Bilsem de gel(e)meyeceğini yakarırım --Gel gel gel-- diye… Sab-re-de-mem! Yürüyen vaktin haciz kollarına ünlenirken --sev sev sev-- diye Zalim okun nişangâhından kaçarken Zahir aşkın sevdasına tutulurum Göçemem! Oltaya düşmüş balığın sahra kuraklığında Fırtınayla savrulan kum tanesi hiçliğinde yalvarırım --Öldür öldür öldür—diye Öl-e-mem! -Ervah-ı ezelden yazılmış kelâm Kıldan ince boynum karşı duramam- Ey yâr! Sorguçların aklandığı günlerden Nefsime kırbaç oldum ne çare Ah Mevt-i âşk Ya gel! Harlansın ateş âşk’ım nârından Ya Git! Kül olsun maşuğ’un yürekcağzından! (Babamın, ablamın ve annemin aziz hatırasına) Şiiri seçen kurula, destekleriyle her zaman yanımda olan Edebiyat Defteri; şaire, şair ve yazarlarına sonsuz teşekkür ederim. Saygılarımla |
geç kalmışlığımın affıyla çok yakışmış kurdelesi
Çokça tebrikle aren